Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından “Rüzgar Enerjisi, Memleket Meselesi” mottosuyla 5-6 Kasım arasında Ankara’da düzenlenen 8. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin (TÜREK 2019 kapsamında düzenlenen “İlk YEKA Deneyimleri ve Gelecekteki Kapasite Tahsis Modelleri” başlıklı oturumda rüzgarda Türkiye’nin ilk YEKA projesinde son durum ve kapasite tahsisinde atılması gereken adımlar ele alındı.
Enerji İşleri Genel Müdürü Murat Zekeriya Aydın’ın moderatörlüğünde yapılan oturumda, TÜREB Başkanı ve Kalyon Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, Siemens Gamesa Renewable Energy Türkiye CEO’su Ebru Çiçekliyurt, Enercon Türkiye Genel Müdürü Arif Günyar ve Enerjisa Üretim Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin konuştu. Oturumda sektörün mevcut durumu, Türkiye’nin ilk rüzgar türbin fabrikasıyla ilgili gelişmeler, sektörde yerelleşmenin nasıl artırılabileceği ve yatırım gereklilikleri detaylı biçimde tartışıldı.
“DÜNYADAKİ 7 AR-GE MERKEZİNDEN BİRİ OLACAK”
Siemens Gamse Renewable Energy CEO’su Ebru Çiçekliyurt Türkiye’nin ilk ve tek rüzgar türbin fabrikasının kasım ayı sonu itibarıyla üretime hazır hale geleceğini belirterek “Fabrikamızı İzmir Aliağa’da 40 bin metrekarelik bir yerleşkede kuruyoruz. Önümüzdeki dönem devreye alma süreci olacak.
Tedarikçilerimiz de dahil olmak üzere yaklaşık 500 kişilik bir istihdam yaratacağımızı öngörüyoruz. Bu fabrikanın Türkiye’nin ilk ve tek rüzgar türbini fabrikası olmasının yanı sıra ülkemizde yeni gelişmekte olan bir sektör için yarattığı önemi anlamlı buluyoruz.
Çalışanlarının tamamı Türk mühendislerden oluşan Ar-Ge merkezimiz Siemens Gamesa’nın dünya genelindeki 7 teknoloji merkezinden biri konumunda olacak. Ayrıca yetkinlik merkezi derecesi de alacak, yani en ileri teknolojilerin geliştirildiği bir merkez olarak konumlandırılacak” ifadeleri ile ilk YEKA ihalesinden bugüne gelişen süreci değerlendirdi.
“İHALELERİ KAZANMAK KOLAY GİBİ GÖRÜNÜYOR”
Oturum konuşmacılarından TÜREB Başkanı ve Kalyon Enerji CEO’su Hakan Yıldırım ise, “İhaleleri kazanmak kolay gibi görünüyor ancak finansman süreçlerinde yaşanan zorlukları aşan bir öğrenme süreci geliştirmek şart. En çok yoğunlaştığımız şey bu işin finansmanı oldu” ifadelerini kullanırken “YEKA bir başarı hikayesi olmak zorunda” dedi.
“Yerli üretim için bir imalatçı ve yatırımcının masanın aynı tarafında bir araya gelmesi ve birbirlerinden sorumlu olacakları bir yapıyı oluşturması kolay değil” diyen Yıldırım ”Fabrikayla ilgili olarak konsorsiyum ortağımız Siemens Gamesa tarafındaki olumlu gelişmeler bizi çok motive ediyor.
Ar-Ge’si, fabrikası, binası ve tüm ekipmanlarıyla bu aşamaya gelmiş olan bu projeden gurur duyuyoruz. Fabrikanın bitimiyle birlikte ilk siparişlerimizi geçmeye başlayacağız ve inanıyoruz ki 8-9 ay içinde ilk türbinler çıkmaya başlayacak” dedi. Yıldırım, “TÜREB olarak sektörü iyileştirecek mekanizma önerilerini tüm güçlü paydaşlarımızla birlikte geliştirmekten memnunuz” açıklamasını da sözlerine ekledi.
Enercon Genel Müdürü Arif Günyar konuşmasında, YEKA 1 ve YEKA 2 şartnamelerinin süreç içerisinde nasıl geliştiğini vurgularken, oturumun moderatörlüğünü üstlenen Enerji İşleri Genel Müdürü Murat Zekeriya Aydın da “Şartnameler de süreç içerisinde yaşayarak ve ülke & yatırımcı konjonktürüne göre öğrenerek gelişen bir seyir gösteriyor” dedi.
Enerjisa Üretim Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin ise “Boyutları büyüttüğünüz zaman doğrudan finansman maliyetlerinizi artırıyorsunuz. YEKA 2, 4 ayrı bölge için toplam bin megavatlık kapsamı ile hem yatırımcıya rekabetçi olmak istediği bölgeleri seçme fırsatı hem de daha küçük finansman bulma imkanı verdi. Özetle ölçek ekonomisinden yararlanabilmek için 250 MW’lık 4 farklı ihale iyi bir fırsattı” açıklamasını yaptı.
TÜREK, 2020’DE İZMİR’DE YAPILACAK
İzmir Kalkınma Ajansı ile imzalanan protokol kapsamında önümüzdeki yıl düzenlenecek olan TÜREK’in İzmir’de olacağının altını çizen Hakan Yıldırım, “İzmir, rüzgar enerjisinin imalatçısından yatırımcısına kadar tüm süreçlerinin başkenti olmaya hazır, bunu gözeterek eko sistemin tam kalbinde önümüzdeki yıl etkinliğimizi düzenleyeceğimizi tüm sektöre duyurur, hayırlı olmasını dileriz” açıklamalarını ekledi.
İzmir’in son 10 yılda Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründeki tüm imalat süreçlerinde ilklere ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, “Danimarka’dan, Çin’den kanat / kule taşınması sureti ile kurulumların yapıldığı günler çok geride kaldı. Önümüzdeki dönem Türkiye gibi ‘rüzgarı memleket meselesi’ yapmış ülkeler ile global şirketlerin kazan kazan ilkesine göre işbirliklerini güçlendirdikleri ve imalat yükünü paylaştıkları bir dönem olacak.
Biz de katma değer yaratabilmek ve yerli sanayicimiz ile global rüzgar endüstrisinin bir araya geldiği süreçte üzerimize düşeni yapmak için adımları son hız atmak zorundayız” dedi.