Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve BM-Habitat tarafından düzenlenen “Uluslararası Sıfır Atık Günü” 30 Mart 2025 tarihinde gerçekleşecek. Bu yılın teması, “moda ve tekstilde sıfır atık” olarak belirlendi.
Sıfır Atık Günü 2025, küresel atık krizine dikkat çekmek, sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerini teşvik etmek ve çevresel farkındalığı artırmak amacıyla dünya genelinde etkinliklerle kutlanacak. Bu özel gün, politika yapıcılardan markalara, tasarımcılardan tüketicilere kadar tüm paydaşları harekete geçmeye çağırarak, sıfır atık hedeflerine ulaşmak için ortak bir zemin oluşturmayı amaçlıyor.
Moda ve tekstilde sıfır atık
Moda ve tekstil sektörü, dünyanın en büyük atık üreticilerinden biri olarak bu sürecin merkezinde yer alıyor. Hızlı moda anlayışı nedeniyle, her yıl milyonlarca ton tekstil atığı çöplüklere veya yakma tesislerine gönderiliyor. Bu hem çevresel kirliliği artırıyor hem de doğal kaynakların tükenmesine neden oluyor. Bu bağlamda, Sıfır Atık Günü 2025’in “moda ve tekstilde sıfır atık” teması, sektörün döngüsel ekonomi ilkelerine geçiş yapmasını teşvik etmeyi ve sürdürülebilir moda uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Tekstil atığının büyük etkisi: Rakamlarla moda sektörü
Dünya çapında, yıllık belediye katı atık miktarının, yaklaşık 2,3 milyar ton olduğu tahmin ediliyor (Dünya Bankası, 2022). Bu miktar, gıda, elektronik, tekstil ve plastik atıkları da kapsıyor. Global Fashion Agenda‘ya göre, dünyada her yıl 92 milyon ton tekstil atığı üretiliyor. Bu da her saniye bir çöp kamyonu dolusu kıyafetin yakıldığı veya çöplüklere gönderildiği anlamına geliyor.
- 2000-2015 yılları arasında giyim üretimi iki katına çıkarken, giysilerin ortalama kullanım süresi %36 oranında azaldı.
- Moda ve tekstil sektörü, küresel sera gazı emisyonlarının %2 ila %8’inden sorumlu.
- Tekstil sektörü her yıl 215 trilyon litre su tüketiyor, bu 86 milyon olimpik havuza denk geliyor.
- Okyanuslara ulaşan mikroplastiklerin %9’u tekstil ürünlerinden kaynaklanıyor.
- Tekstil üretiminde tahmini 15.000 kimyasal kullanılıyor ve bazısı çevrede onlarca yıl boyunca kalıcı etki bırakabiliyor.
Sıfır atık hareketi modayı nasıl dönüştürebilir?
Moda ve tekstil sektörü, atık üretimini en aza indirerek ve kaynakların tekrar kullanımını teşvik eden döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyerek, dönüşüm sürecine öncülük edebilir. Örneğin, birçok büyük moda markası eski kıyafetleri toplayarak yeniden üretime kazandırırken, bazıları biyobozunur malzemelerle çevre dostu koleksiyonlar hazırlıyor. Bunun yanı sıra, giysi kiralama ve ikinci el satış platformlarının yaygınlaşması, tekstil ürünlerinin kullanım ömrünü uzatarak atık miktarını azaltıyor.
- Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm: Kullanılmayan kumaşların işlenerek yeni giysilere dönüştürülmesi.
- Dayanıklı ve uzun ömürlü giysiler: Hızlı modanın yerine zamansız ve kaliteli tekstil ürünlerine yönelmek.
- Doğal ve biyobozunur malzemeler: Sentetik tekstiller yerine kenevir, bambu, organik pamuk gibi doğal lifleri tercih etmek.
- Tekstil atığının enerjiye dönüştürülmesi: Kullanılmış tekstil ürünlerinin enerji üretimi için değerlendirilmesi.
- Tekstil kirliliğini azaltan teknolojiler: Mikroplastik salınımını önleyen yeni nesil çamaşır yıkama filtreleri ve yenilikçi yıkama yöntemlerinin kullanımı.
30 Mart’ta sıfır atık farkındalığı için etkinlikler düzenleniyor
Sıfır Atık Günü kapsamında dünya genelinde farkındalık artırmayı hedefleyen birçok etkinlik düzenlenecek. UNEP ve BM-Habitat, kamu kurumlarını, özel sektörü ve sivil toplum kuruluşlarını bu özel gün için etkinlikler planlamaya ve duyurmaya teşvik ediyor. Etkinlikler, atık yönetimi konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmeyi amaçlıyor.
- Konferanslar ve paneller: Sıfır atık politikaları, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir moda üzerine uzman konuşmacıların katılacağı oturumlar düzenlenecek. Bu etkinliklerle, sektör profesyonellerini ve politika yapıcıları bir araya getirerek çözümler geliştirmek hedefleniyor.
- Atölye çalışmaları: Geri dönüşüm, ileri dönüşüm (upcycling) ve sürdürülebilir malzeme kullanımı konusunda uygulamalı eğitimler sunulacak. Katılımcılar, eski kıyafetlerini dönüştürmeyi veya atıkları yeniden değerlendirmeyi öğrenecek.
- Moda gösterileri ve sergiler: Sürdürülebilir ve sıfır atık odaklı moda koleksiyonlarının sergilendiği defileler ve sergiler düzenlenecek. Tasarımcılar, yenilikçi ve çevre dostu üretim tekniklerini tanıtacak.
- Topluluk temizlik kampanyaları: Şehirlerde, sahillerde ve doğal alanlarda temizlik etkinlikleri organize edilecek. Gönüllüler, plastik ve tekstil atıklarını toplamak için bir araya gelecek.
- Kurumsal girişimler ve iş birlikleri: Moda markaları ve büyük şirketler, atık azaltma ve sürdürülebilirlik taahhütlerini duyuracak. Yeni geri dönüşüm programları ve döngüsel iş modelleri tanıtılacak.
- Eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları: Okullarda ve üniversitelerde öğrencilere sıfır atık kavramı ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları hakkında seminerler verilecek.
Bu etkinlikler, sıfır atık hareketini güçlendirmeyi ve bireylerden kurumsal paydaşlara kadar herkesin bu dönüşüm sürecine katkıda bulunmasını sağlamayı amaçlıyor.
Tüm taraflar harekete geçmeli
UNEP Kimyasallar ve Sağlık Birimi Başkanı Jacqueline Alvarez, “Moda ve tekstil sektörü, aşırı tüketim ve atık krizini körüklüyor. Endüstrinin büyümeye devam etmesiyle birlikte çevresel etkileri de artacak. Ancak döngüsel ve sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerine geçiş yapılırsa, bu trend tersine döndürülebilir” diyor.
Moda ve çevre ilişkisi üzerine araştırmalar yapan Ellen MacArthur Vakfı‘ndan uzmanlar, “Tekstil atıklarını kaynağında azaltmak ve geri dönüştürülebilir malzeme kullanımını teşvik etmek, sektörde büyük dönüşümlere yol açacaktır” ifadelerini kullanarak, sürdürülebilir malzeme tasarımına yapılan yatırımların önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, Avrupa Çevre Ajansı’na göre tüketicilerin bilinçli tercihler yapması ve uzun ömürlü ürünlere yönelmesi, endüstrinin çevresel etkisini önemli ölçüde azaltabilir.
Moda endüstrisi, sıfır atık hedefine ulaşmak için dönüşmek zorunda. Tekstil sektörü, geri dönüşüm, bilinçli tüketim ve yenilikçi çözümlerle gezegenimizi koruma konusunda kritik bir rol oynayabilir.