Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir döneme giriyor. AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan ve TBMM’ye sunulan ilk “İklim Kanunu Teklifi”, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı amaçlıyor.
Teklifin kapsamı ve temel değişiklikler
Türkiye’nin ilk iklim kanunu teklifi, sera gazı emisyonlarını azaltma, emisyon ticaret sistemi (ETS) kurulumu, karbon piyasalarının düzenlenmesi ve ulusal katkı beyanı gibi konuları kapsıyor. Ayrıca “adil geçiş”, “iklim adaleti”, “gömülü sera gazı emisyonları”, “denklemleştirme” gibi kritik tanımları içeriyor.
- İklim Değişikliği Başkanlığı kurulacak ve kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak.
- Ulusal Katkı Beyanı doğrultusunda sektörel sera gazı emisyonları azaltılacak.
- Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) uygulanacak ve karbon pazarları oluşturulacak.
- Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) tasarlanacak, böylece Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin karbon vergilerine tabi olması engellenecek.
Avrupa Birliği, ABD ve Çin ile kıyaslama
Avrupa Birliği: Yeşil Mutabakat ve ETS
AB, Yeşil Mutabakat ve Avrupa İklim Yasası ile 2030’a kadar %55 emisyon azaltma ve 2050’de net sıfır hedefleri belirledi. Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi biraz daha geç bir tarih olsa da ETS’nin kurulması ve sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyum konularında AB ile benzer bir yol izleniyor.
ABD: Enflasyon Düşürme Yasası ve teşvikler
ABD, karbon ticareti yerine Enflasyon Düşürme Yasası (IRA) ile 369 milyar dolar büyüklüğünde yenilenebilir enerji ve iklim finansmanı teşvikleri sunuyor. Türkiye ise karbon fiyatlandırma ve emisyon ticareti sistemine yönelerek Avrupa modeline daha yakın bir strateji izliyor.
Çin ve diğer büyük ekonomiler
Çin, 2021’de dünyanın en büyük emisyon ticaret sistemini (ETS) başlatarak enerji sektörünü düzenledi. Türkiye de benzer bir sistem geliştirerek karbon ticaretinde bölgesel bir lider olabilir. Ayrıca hidrojen teknolojileri, karbon yakalama ve depolama gibi alanlara yatırım yapılması planlanıyor.
İklim yasasının iş dünyası ve ekonomi üzerindeki etkileri
Türkiye’deki sanayi ve enerji sektörleri, karbon fiyatlandırma ile yeni maliyetlerle karşı karşıya kalacak.
- Enerji sektörü: Kömür bazlı santrallerin maliyeti artarken, yenilenebilir enerji projeleri daha avantajlı hale gelebilir.
- İmalat ve sanayi: Çelik, çimento gibi yoğun karbon salan sanayiler dönüşmek zorunda kalacak.
- Tarım ve gıda: Karbon ayak izini düşüren ve iklim dostu tarım uygulamalarına yönelen firmalar teşvik alabilir.
- Ulaşım: Elektrikli araç kullanımı ve altyapı projeleri desteklenecek.
Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçişteki stratejik hamlesi
Türkiye’nin İklim Kanunu Teklifi, sera gazı emisyonlarını azaltma ve yeşil büyümeyi destekleme konusunda kritik bir adım. AB ile entegrasyon, ihracat rekabeti ve uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından büyük fırsatlar sunuyor.
Ancak burada önemli bir soru var: Türkiye gerçekten dönüşüm için gerekli olan cesareti ve kararlılığı gösterebilecek mi? Küresel arenada giderek artan çevresel regülasyonlar, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin ekonomik rekabet gücünü de şekillendirecek.
Bu yasa, Türkiye’yi yeşil ekonomi yolunda ileri taşıyabilir, ancak uygulama ve denetim mekanizmalarının sağlam kurulması şart. Politik ve ekonomik çevreler bu geçiş sürecini ciddiyetle ele almazsa, uluslararası ticarette rekabet avantajımızın riske girmesi kaçınılmaz olabilir.
İlgili Makaleler
- Türkiye’nin İlk İklim Kanunu: Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Gelecek
- Türkiye’nin Yeşil Dönüşümü: EPİAŞ, Emisyon Ticaret Sistemini Yürütecek
- Karbon Vergisi: Çevreci Şirketlere Rekabet Gücü Katacak
- Türkiye Karbon Kredisi Piyasasında Yükseliş: Küresel Durgunluktan Büyümeye Geçiş
- Cumhurbaşkanı Erdoğan COP29’da Türkiye’nin İklim Vizyonunu Paylaştı