Türkiye ve Çin arasında nükleer enerji işbirliği adımları

Enerji Bakanı Bayraktar, Çinli CNOS ile nükleer enerji işbirliğini görüşerek Türkiye’nin nükleer enerji kapasitesini artırmayı hedeflediğini açıkladı.

Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki planları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Çinli CNOS şirketiyle gerçekleştirdiği görüşmelerde gündeme geldi. Türkiye, enerji arz güvenliği ve dışa bağımlılığı azaltma hedefi doğrultusunda büyük ölçekli ve küçük modüler reaktörler üzerinde çalışmalara hız vermeyi planlıyor.

Türkiye’nin nükleer enerji planları ve işbirliği hedefleri

Bakan Bayraktar, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Çin’in önde gelen nükleer enerji şirketlerinden CNOS’un Başkan Yardımcısı Qiao Gang ile bir araya geldiklerini belirtti. Görüşmelerde, Türkiye’de inşa edilmesi planlanan büyük ölçekli nükleer santrallerin yanı sıra küçük modüler reaktörler (SMR) üzerinde de işbirliği imkanlarının ele alındığını söyledi. Türkiye, bu işbirliğiyle enerji arz güvenliğini güçlendirmeyi ve karbon nötr hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor.

Bayraktar, 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık nükleer enerji kapasitesine ulaşmayı planladıklarını açıkladı. Bu kapasitenin 15 bin megavatlık kısmı Akkuyu, Sinop ve Trakya’da inşa edilmesi planlanan 12 büyük reaktörden oluşurken, kalan 5 bin megavatlık kapasite ise küçük modüler reaktörlerle sağlanacak. Bayraktar, “CNOS ile yaptığımız görüşmede bu projelerin detaylarını ele aldık ve Türkiye’deki olası işbirliği fırsatlarını değerlendirdik.” dedi.

Küçük modüler reaktörlerin avantajları ve Türkiye’ye katkısı

Küçük modüler reaktörler (SMR), büyük ölçekli nükleer santrallerin aksine, daha esnek yapıları ve daha düşük maliyetlerle inşa edilebilmeleri nedeniyle dikkat çekiyor. Bu reaktörler, Türkiye gibi enerji arz güvenliğini artırmak isteyen ülkeler için önemli bir seçenek haline geliyor. Bayraktar, CNOS ile yapılan işbirliği çerçevesinde Türkiye’ye SMR teknolojisinin getirilmesinin hedeflendiğini ve bu teknolojinin enerji sepetine önemli katkılar sağlayacağını belirtti.

SMR’lerin en büyük avantajlarından biri, coğrafi olarak daha geniş bir dağılım ile daha fazla yerleşim yerinin enerji ihtiyacını karşılayabilmesi. Ayrıca, büyük nükleer santrallerin aksine daha küçük alanlara kurulabiliyor olmaları ve hızlı devreye alınabilmeleri, enerji arzında esneklik sağlıyor.

Türkiye’nin nükleer enerji hedefleri ve küresel etkiler

Bayraktar’ın açıkladığı hedeflere göre, Türkiye’nin nükleer enerji yatırımları, enerji güvenliğini sağlamanın yanı sıra karbon emisyonlarını azaltma amacı taşıyor. Türkiye, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini desteklemek için nükleer enerjiyi ön plana çıkarıyor. Bu bağlamda, Akkuyu Nükleer Santrali gibi büyük projelerin yanında SMR gibi yenilikçi çözümler de bu hedefin parçası olacak.

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, dünya genelinde nükleer enerji yatırımları, hem iklim değişikliğiyle mücadele hem de enerji arz güvenliği açısından giderek daha fazla önem kazanıyor. Türkiye’nin bu alandaki adımları, hem iç piyasa hem de küresel enerji piyasasında dikkatle izleniyor.

Gelecek adımlar

Bakan Bayraktar’ın açıklamaları, Türkiye’nin nükleer enerji konusunda kararlı bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. CNOS ile yapılan işbirliği görüşmeleri, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedeflediği bu dönemde, önemli bir stratejik adım olarak öne çıkıyor. Nükleer enerjide büyük ölçekli projelerle birlikte SMR’lerin Türkiye’deki enerji üretimine entegre edilmesi, ülkenin gelecekteki enerji politikalarında önemli bir rol oynayacak.

Türkiye’nin nükleer enerji hedefleri, enerji güvenliği, karbon nötr olma ve dışa bağımlılığı azaltma açısından uzun vadeli planlar olarak şekilleniyor. Çin ile yapılan bu işbirliği görüşmeleri, Türkiye’nin bu hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olabilir.

Search