Türkiye’nin beyaz eşya sektöründe sürdürülebilir büyümeye yönelik enerji verimliliği, dijital dönüşüm yatırımları ve çevresel katkılar ön planda.
İç satışlarda artış görülse de, ihracat ve üretimde yaşanan düşüşler sektörün geleceğine dair soru işaretleri doğuruyor.
2024’te beyaz eşya sektöründe sürdürülebilirlik yolunda veriler
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) tarafından paylaşılan verilere göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında iç satışlar %4 arttı. Bu artış, iç piyasada sürdürülebilir ekonomik büyüme yönünde olumlu bir işaret olarak öne çıkıyor. Ancak, ihracatta uzun süredir devam eden azalma eğilimi bu yıl %6 düşüş olarak yansıdı. Toplam satışlarda %3’lük bir gerileme kaydedilirken üretimde de %4’lük düşüş yaşanması, sektörde sürdürülebilirlik açısından zorlayıcı bir etki oluşturdu.
Enerji verimliliği ve çevresel katkılar
Enerji verimli ürünler, Türkiye’deki beyaz eşya sektörünün sürdürülebilir kalkınma hedeflerine önemli katkılar sunuyor. Yapılan araştırmalar, enerji tasarruflu beyaz eşyaların yaygınlaşması ile gelecek 10 yılda Keban Barajı’nın 2 yıllık enerji üretimi kadar tasarruf sağlanabileceğini gösteriyor. Bu durum, yaklaşık 4,3 milyon hanenin yıllık elektrik tüketimine denk geliyor ve çevresel etkilerin azaltılması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
AB pazarında rekabet ve yeşil dönüşüm yatırımları
Avrupa pazarı, Türkiye beyaz eşya sektörünün ana ihracat noktalarından biri olmayı sürdürüyor. Bu bağlamda, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımları, hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir yapı kurmak için sektörde öncelikli hedefler arasında. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, sürdürülebilirlik alanındaki bu yatırımların önemini vurgularken, AB mevzuatına uyum sağlamanın ihracat performansı üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini ifade etti.
Uzak Doğu rekabeti ve maliyet zorlukları
Uzak Doğulu üreticilerin devlet desteklerinden yararlanarak maliyet avantajı elde etmesi, Türkiye beyaz eşya sektörünün küresel rekabet gücünü zorluyor. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, bu durumun sürdürülebilir büyüme açısından risk yarattığını ve sektörde maliyet baskılarının azaltılması gerektiğini belirtiyor. Artan işçilik ve enerji maliyetleri, sürdürülebilirlik yatırımlarını zorlaştırsa da, Özkadı devlet desteğinin sektörde sürdürülebilirliği artırabileceğini vurguladı.
Antidamping vergileri ve hammadde maliyetleri
Sektörün çevresel sürdürülebilirliğini ve maliyetlerini etkileyen bir diğer faktör, çelik ve polistiren gibi kritik hammaddeler üzerindeki antidamping vergileri. TÜRKBESD, bu vergilerin üretim maliyetlerini yükselttiğini ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamaktan ziyade küresel rekabeti zorlaştırdığını vurguluyor. Çelik üzerindeki yüksek vergilerin devam etmesi, hem çevresel etkiyi artıracak hem de sürdürülebilir büyüme hedeflerini zorlaştıracak.
Bu gönderiyi Instagram’da gör