Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi’nde, hidroelektrik santrallerin enerji sektörü ve iletim şebekesi üzerindeki stratejik önemi vurgulandı. Uzmanlar, yeni teknolojiler ve yaklaşımların gelecekteki rolünü tartıştı.

Hidroelektrik santralleri: Türkiye enerji altyapısının temel taşı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan, Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi’nin ikinci gününde, hidroelektrik santrallerin (HES) enerji üretiminin yanı sıra iletim şebekelerinin esneklik katsayısını artırmadaki stratejik önemini vurguladı. “Kesintili enerji kaynaklarının artışıyla birlikte hidroelektrik santraller, şebekenin stabilitesini sağlamada kritik hale geliyor” dedi. Ayrıca, özel sektörün son 20 yılda Türkiye’nin enerji altyapısını güçlendiren sessiz bir başarı hikayesi yazdığını belirtti. Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 2012’de 32 bin MW’den 2024’te 114 bin MW’ye çıktığını ve bunun %80’inin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.

Dr. Demircan: “HES’ler iletim şebekesi kalitesinin anahtarı olacak”

Dr. Demircan, iletim şebekelerinin gelişiminin, enerji sektörünün dönüşümündeki en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti. “Hidroelektrik tesislerimiz, üretimin şebeke esnekliği ile entegre edilmesi ve tüketiciye kaliteli enerji ulaştırılması açısından enstrümanlarımızın başında geliyor. Yeni dönemde HES’lerin bu dönüşüme dijitalleşme ve havza yönetimi ile hazırlanması gerekiyor,” dedi. Ayrıca, 2035 yılına kadar kurulu gücün 220 bin MW’ye ulaşmasının ve bunun 120 bin MW’sinin yenilenebilir kaynaklardan oluşmasının hedeflendiğini açıkladı.

Türkiye’nin yüzer GES potansiyeli: 53 bin MW’lik fırsat

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Han Kılıçarslan, Türkiye’nin barajlarında yüzer güneş enerji santralleri (GES) potansiyeline dikkat çekti. “Barajlı HES’lerimiz büyük bir değere sahip. Yalnızca depolama alanlarımızın %10’unu kullanarak 53 bin MW’lik bir kurulu güce ulaşabiliriz. Bu aynı zamanda buharlaşma kayıplarını önleme ve enerji üretiminde verimlilik artırma potansiyeli taşıyor,” dedi. Keban Barajı’nda gerçekleştirilen 1 MW’lik pilot uygulama ile çevresel etkilerin titizlikle incelendiğini belirtti.

HESİAD Başkanı Güven: “Sektörün stratejik önemi fark ediliyor”

HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, zirvede sektörün mevcut durumuna dair önemli mesajlar verdi. “Hidroelektrik santralleri, ülkemizin enerji arz güvenliğinde ve yenilenebilir enerji liderliğinde kritik bir konuma sahip. Düzenleyici kurumların hibrit projelerin ve pompaj depolamalı HES uygulamalarının önünü açması sevindirici,” dedi. Finansman konusuna da değinen Güven, “Kredilendirilmeye hazır projeler finans kuruluşları tarafından olumlu karşılanıyor. Bu konuda sektör olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye kararlıyız,” ifadelerini kullandı.

Kuraklık ve su yönetimi: HES’lerin geleceği

Kuraklığın enerji sektörü üzerindeki etkisine değinen uzmanlar, suyun sürdürülebilir yönetimi ve havza optimizasyonunun önemine dikkat çekti. Dr. Demircan, “Suyun varlığını korumak ve faydasını maksimize etmek için sektörde iyi bir havza yönetimi kültürüne ihtiyaç var,” dedi. Ayrıca, dijitalleşmenin enerji sektörünün verimliliğini artırmada hayati bir rol oynadığını belirtti.

Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi, hidroelektrik santrallerin yalnızca enerji üretimindeki değil, iletim şebekesi kalitesindeki rolünü de gündeme taşıdı. Yüzer GES gibi yenilikçi projeler, HES’lerin enerji sektöründeki liderliğini pekiştiriyor. Sektörün, dijitalleşme ve sürdürülebilir yönetim stratejileriyle bu dönüşüme adapte olması, enerji güvenliği ve çevresel faydaları maksimize etmek için kritik öneme sahip.

İlgili Makaleler

• Türkiye’nin yeni hidroelektrik santralleri ve su yönetimi
• YEO, Marinenergy markasıyla yüzer GES projeleri geliştirecek
• Hidroelektrik santrallerinin sürdürülebilir kalkınmaya katkısı ve enerji güvenliği
• Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi santrali Keban Barajı’nda

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Yeşil Haber (@yesilhabernet)’in paylaştığı bir gönderi