NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Sonra ne olacak?

2020’nin belası, koronayı kast ediyoruz. Yaşantımızı allak bullak eden bu hastalıkla mücadelede henüz tam bir başarı sağlayamadık. Dünya Sağlık Örgütü kontrol altına alınamadığını itiraf ediyor ve tedbiri elden bırakmamamız gerektiğini vurguluyor.

Ama korona sonrasında yaşantımızın nasıl şekilleneceği konusunda senaryolar yazılmaya başlandı bile. Bu pandemik hastalığın ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz. Bittikten sonra neler olabileceğini, bazı üniversitelerden ve internet sitelerinden derledik. Normale dönmek zor olmakla birlikte umutlarımız var.

HAVA TEMİZLENDİ

Öncelikle soluduğumuz hava temizlendi. Hava kirliliği büyük kentlerde yüzde 30-40 arası, küçük yerleşim birimlerinde yüzde 60-70 oranlarında temizlendi. Dünyamız bir buçuk ayda kendine geldi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın açıklamasına göre Kuzey Kutbu üzerinde bulunan ozon deliği bile kapandı. Üç oksijenden oluşan (03) ozon tabakası, troposferle stratosfer arasında kalan ve yerden yaklaşık 50 km kadar yukarıda, kalınlığı 30 km olan koruyucu bir gaz tabakası.

Güneşten gelen ultraviyole ışınların bizlere ve doğaya zarar vermesini önleyen bir atmosfer katmanı. Biz onu kısaca CFC olarak bilinen kloroflorokarbon gazlarıyla deldik. Bu gazlar, klima, buzdolabı, parfüm, deodorant ve diğer spreylerden çıkıyordu. Aslında bu gerçek anlamda bir delik değil. Tabakada bir incelmeyi sembolize ediyor. Ozon tabakasının normale dönmesi sayesinde deri kanseri, güneş yanıkları, katarakt gibi sorunlar azalacak, bağışıklık sistemimiz güçlenecek. Tekrar delmezsek tabii.

YENİLENEBİLİR ENERJİ PARLADI

Doğal enerji kaynakları eskisinden çok daha değerli hale geldi. Dünyanın hiçbir yerinde koronavirüs yüzünden elektrik kesintisi veya enerji sıkıntısı yaşanmadı. Ama korona sonrası, güneş, rüzgar, hidrojen gibi enerji kaynaklarına daha çok talep olacak. Bu talebin en az yüzde 10 olması bekleniyor. Oran düşükmüş demeyin. Dünya nüfusu 7.8 milyar. Yüzde 10 demek, 780 milyon kişinin temiz enerji kaynaklarına yönelmesi demek. Bundan sonraki moda, kendi kendine yeten evler olacak.

Avrupa, ABD ve Avustralya’da örneklerini görüyoruz. Evler artık, güneş panelleriyle          kendi enerjisine sahip oluyor, devasa tanklarla da yağmur suyu biriktirilerek şebekeye bağımlılıktan kurtarılıyor. Güneş panelleri, otomobilden daha eski bir icat. Otomobilin    120 yıllık bir geçmişi varken güneş panelleri 1839’da Fransız fizikçi Alexandre-Edmond Becquerel tarafından icat edilmişti. Ama ne yazık ki şebekeden gelen ucuz elektrik varken kimse güneş enerjisini geliştirmedi.

DRONE KENDİNİ İSPAT ETTİ

Drone teknolojisinde büyük gelişmeler olacak, talep patlayacak, insanoğlu drone’ları, koronavirüs hastalığında başarıyla kullandı, ilaçlar, zorunlu ihtiyaç maddeleri, tıbbi malzemeleri drone’larla yerlerine teslim ettik. Hastalık olan evleri, insanların sık kullandığı mekanları, güvenli bir şekilde drone’larla ilaçladık. Her şeyden önemlisi drone, insanlarla temasımızı kesti. Bu durum, sosyalleşme açısından zararlı.

Ama kolay kolay geçmeyeceğe benzeyen bu hastalık yüzünden sosyalleşmeyi minimuma indirdik. Bir teslimatın drone ile yapılması sayesinde bir karayolu aracından ve bir kişilik de olsa personelden tasarruf edilmiş oluyor. Daha önceleri fantezi gibi görülen drone’la teslimat, hem korona günlerinde hem de korona sonrasında önemini koruyacak. Artık insanlar, yaşamlarında daha az kişiyle muhatap olmak için internetten sipariş verecek, teslimatı drone’lar alacak.

AZ GLOBAL TÜKETİM, ÇOK YEREL ÜRETİM

Daha azına sahip olmayı öğreneceğiz ve seveceğiz. Lüks tüketimi bırakıp, tasarruf edeceğiz, insanlığın neye ihtiyacı var? Yaşamını sürdürmek için beslenmeye. O zaman neden dünyanın öbür ucundan gelen aguaje, kivvano, graviyola, pitaya, durian gibi egzotik meyveler ve sebzeler tüketmek zorunda hissediyoruz ki? Amerikalı yazar, sanatçı ve Stanford Üniversitesi profesörü Jenny Odell, tüketimde aşırıya kaçmanın tehlikelerini daha önce gördü ve 2019’da “Hiçbir Şey Nasıl Yapılır: Dikkat Ekonomisine Direnmek” adlı kitabını yayınladı.

Odell, insanlara reklamlarla “sürekli olarak tüketmeleri” konusunda baskı yapıldığını hatırlatıyor ve üretken olmamız gerektiğini vurguluyor. Burada üretken olmak, bir tarla edinip ekmek, sürmek, hasat etmek demek değil. Yöresel olarak yetiştirilen sebze ve meyvelerle yetinip yaşamını sürdürmek demek. Kimyager Profesör Doktor ibrahim Saraçoğlu’nun sözlerini hatırlayalım: “Elmayı çocukluğumuzdan beri yiyoruz. Ama egzotik meyveler, son birkaç yılda ortaya çıktı. Vücudumuz elmayı biliyor ama bu egzotik meyveleri tanımıyor. Bu meyvelerden hiç bir fayda göremezsiniz.”

DOĞAYI HATIRLADIK

Doğaya daha çok yakınlaşacağız. Hastalık nedeniyle ağaçlara ev yapıp, büyük ağaçların kovuklarını oda haline getiren ve kendini korumaya çalışan insanlar gördük. Bunlar abartılı önlemler olmakla birlikte doğanın kentlerden, ağaçların gökdelenlerden çok daha önemli olduğunu, daha çok insan idrak edecek. Doğaya gidemese de doğayı kentlere getirecek, İtalya bir süre önce “dikey orman” (bosco verticale) adını verdiği yeni bir mimarinin öncüsü oldu. Dikey orman, 15-20 katlı binaların balkonlarına onlarca ağaç, fidan, bitki dikilerek oluşturuluyor.

Bunun faydaları; hava kirliliğinin azalması, insanların stres atmaları ve psikolojilerini düzeltmeleri, çirkin beton görünümünün kapatılması olarak sayılabilir. Ağaçlar ve okyanuslar, karbondioksit (C02) emer. Ama biz ağaçların ve okyanusların emme kapasitesinden daha çok karbondioksit çıkarıyorduk. Şimdi C02 seviyesi oldukça düştü. Bu hem rahat soluk alacağımız hem de sera etkisinin azalacağı anlamına geliyor. Lütfen koronavirüs sonrası, kırılgan dünyamıza yine hoyrat davranmayalım.

EKONOMİYİ BEKLEYEN ÜÇ MODEL

Pekiyi ya ekonomi? İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin araştırmalarına göre, bizi bekleyen üç model var. Birincisi devlet kapitalizmi. Halen dünya çapında gördüğümüz uygulamalardan. Tipik örnekleri; İngiltere, İspanya ve Danimarka. Pek çok işçi, hasta olduğu için çalışamaz ve hayatını kaybetmekten korkar. Bu durumda devlet devreye girer ve genişletilmiş refah mekanizmasını kullanır. Ancak beklenti bu uygulamaların kısa vadeli olacağı yönündedir. Burada önemli konu, mümkün olduğu kadar çok işletmenin, ticari hayatını devam ettirmesidir. Bu senaryo başarılı olabilir mi? Muhtemelen. Ama koronavirüs, kısa vadede kontrol altına alınacak gibi görünmüyor.

İkincisi devlet sosyalizmidir. Devlet bütün hastaneleri ve sağlık kuruluşlarını millileştirir. Sağlık çalışanlarının ücretlerini garanti altına alır. Böylece ekonominin, gıda üretimi, enerji ve barınma gibi insan ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan bir bölümünü korumuş olur. Üçüncüsü karşılıklı yardımlaşmadır. Bu seçenekte devlet, tanımlayıcı rol üstlenmez. Daha doğrusu bireyler ve sivil toplum kuruluşları kendi içlerinde organize olur ve toplumların yaşamlarını devam ettirmeleri konusunda inisiyatifi ele alır, bütün yükü devletin sırtına bindirmez.

Batı Afrika’da çıkan Ebola salgını, sivillerin gayretleriyle yok edilmişti. Ebola, 2013’te patlak verdi ve 2017’ye kadar Gine, Liberya, Sierra Leone gibi ülkelere yayıldı. Bu hastalık yüksek ateşle ortaya çıkıyor ve hastayı kısa zamanda ölüme götürüyordu. Bu virüs de, yarasa, maymun, şempanze gibi hayvanlardan insanlara bulaşmıştı.
PARA/ALEV RİGEL

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube