KREA M.I.C.E. tarafından 23-24 Ekim tarihlerinde İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus’ta düzenlenen Global Marketing Summit 2024, “Sürdürülebilir Büyüme” temasıyla, pazarlamanın geleceğine yönelik pek çok değerli oturuma ev sahipliği yaptı. Zirvenin öne çıkan sunumlarını içeren bir dizi makaleyle, bu etkinliğin vizyoner mesajlarını Yeşil Haber okuyucularıyla paylaşacağız.
Peter Fisk kimdir?
Peter Fisk, 30 yıllık deneyimiyle dünya çapında 50’den fazla ülkede lider markalarla çalışan tanınmış bir iş stratejisti ve vizyoneri. Küresel pazarlama, inovasyon ve sürdürülebilirlik konularında çalışmalarıyla bilinen Fisk, markaların hem sosyal hem de çevresel etkilerini güçlendirmeyi amaçlayan yaratıcı stratejiler geliştirmektedir. Gamechangers ve Creative Genius gibi kitaplarında, markaların ürünlerin ötesine geçerek müşterilerle daha derin bağlar kurması gerektiğini savunan Fisk, Global Marketing Summit 2024’te katılımcılara ilham verdi ve günümüz dünyasında markaların nasıl liderlik yapabileceği üzerine bilgi verdi.
Yenilmez Olmak İçin: Anahtar Noktalar
Peter Fisk, sunumunda markaların başarılı bir şekilde “yenilmez” olabilmesi için odaklanması gereken altı mega trendden bahsetti.
- Yaşlanan Nüfus: 2030 yılına kadar 60 yaş üstü küresel nüfusun %45 oranında artmasıyla bu kesime hitap eden markalar için yeni fırsatlar doğuyor.
- Asya Ekonomisi: Yavaşlayan büyümeye rağmen 10 trilyon dolarlık pazar hacmine sahip olan Asya pazarı, yerel tercihler doğrultusunda yenilikler gerektiriyor.
- Yıkıcı Teknolojiler: Yapay zeka, enerji depolama, robotik ve biyoteknolojideki gelişmeler yeni iş alanları yaratıyor.
- Kentleşme ve Yoğun Yaşam: 2030 yılına kadar dünyanın en az 45 mega kenti oluşacak ve bu, yenilikçi şehir çözümleri için büyük bir fırsat sunuyor.
- İklim Değişikliği: Çevresel sorunlarla mücadele etmek artık markalar için yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan bir güç. Sürdürülebilirlik temelli inovasyonlarla, işletmeler bu alanda liderlik yapma fırsatı buluyor.
- Jeopolitik Değişim: Küresel ittifakların yeniden şekillenmesi, tedarik zincirlerini ve müşteri ilişkilerini yeniden düşünmeyi zorunlu hale getiriyor. Bu değişim, markalar için yeni stratejik iş birliği fırsatları sunarak uzun vadeli büyüme ve esneklik sağlıyor.
Sürdürülebilir markalar neden başarılı?
Fisk’in sunduğu bir diğer önemli tema ise, markaların kendilerini yeniden keşfetme gerekliliğiydi. Sürdürülebilirliği sadece bir “görev” olarak görmeyip, iş modellerinin merkezine alan şirketlerin uzun vadede kazançlı çıktığını savundu. FujiFilm’in film sektöründen sağlık sektörüne geçişini örnek veren Fisk, bu tür bir dönüşümle markaların sürdürülebilir değer yaratabileceğini söyledi. Fisk’in önerdiği üç aşamalı sürdürülebilirlik modeli ise şu şekilde:
- Negatifleri Azaltma: Operasyonel süreçlerde atık, emisyon ve verimsizliklerin azaltılması.
- Pozitifleri Artırma: Çevresel veya sosyal faydalar sağlayan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi.
- Tüm Sektörleri Dönüştürme: Enerji sektöründe mikro şebekeler gibi, geleneksel iş modellerini dönüştürmek.
Markaların yenilmez olması için cesur liderlik gerekli
Fisk sunumunu, liderlerin cesur ve vizyon sahibi olmalarının önemine vurgu yaparak sonlandırdı. Apple’ın ünlü “Here’s to the Crazy Ones” kampanyasına atıfta bulunarak, pazarlamacıların normlara meydan okumaları ve müşterilere ilham veren bir amaçla hareket etmeleri gerektiğini belirtti. Fisk’in “Dünyayı değiştirebileceğine inanan insanlar, gerçekten de bunu başarabilenlerdir” sözüyle zirvedeki pazarlama profesyonellerini, şirketlerinde cesur adımlar atmaya teşvik etti.