Avrupa’da offshore rüzgar santrallerinden üretilecek elektriğin hidrojen üretiminde kullanılması amacıyla dünyanın en büyük projesi hayata geçirilecek. Hidrojen üretiminde rüzgar enerjisinden faydalanılacak olması karbon emisyonlarının azaltılmasına ve karbondan arındırılmış ekonomilere geçiş çabalarına da önemli katkıda bulunacak. İngiltere, Hollanda ve Belçika mevcut durumda hidrojen üretiminde öncü ülkeler olarak görülüyor.
Bu kapsamda Shell, dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesi olduğunu duyurduğu bir proje üzerinde fizibilite çalışmalarına başlandığını açıkladı. Proje Avrupa ölçeğinde bir hidrojen vadisi kurmayı hedefliyor. Amaç hidrojeni İngiltere, Belçika ve Hollanda’daki endüstriyel kullanıcılara ve Kuzeybatı Avrupa’daki daha uzak yerlere ulaştırmak.
Offshore RES’ler ile 3-4 gw kapasite yaratılabilir
Planlar, sadece yeşil hidrojen üretimi için 2030 yılına kadar Kuzey Denizi’nde 3 ila 4 GW’lik (gigawatt) offshore rüzgar enerjisi kapasitesinin yaratılacağına işaret ediyor. Elektrolizörlerin Hollanda’nın kuzey kıyısı boyunca Eemshaven’da ve potansiyel olarak denizde kurulacağı belirtiliyor.
Proje, 2040 yılına kadar yeşil hidrojen üretimi odaklı olarak offshore rüzgarıyla 10 gigawata kadar genişletilebilme kapasitesi taşıyor. Shell Hollanda, Hollanda gaz şebekesi operatörü Gasunie ve Groningen limanı ile NortH2 isimli projenin kurucu ortakları durumunda ve üçlü fizibilite çalışması sırasında konsorsiyuma yeni kuruluşların da katılmasını hedefliyor. Bu şekilde “Avrupa Hidrojen Vadisi” kümesi geliştirme hedefine ulaşmanın kolaylaşacağı ifade ediliyor.
Açıklanan bilgilere göre Gasunie isimli kuruluş hidrojenin depolanması ve dağıtımı için gerekli ağ altyapısını geliştirecek.
Cesaret ve aksiyon gerekiyor
Shell Hollanda Başkanı Marjan van Loon yaptığı açıklamada, “Bu proje tüm hidrojen zinciri boyunca fırsatlar sunuyor. Bu projeyi gerçekleştirmek için yeni partnerlere ihtiyacımız olacak. Gerekli olan tüm mevcut bilgi ve becerileri bir araya getirmek için hep birlikte biz öncülük yapmak ve inovasyonlara destek vermek durumundayız. Enerjide dönüşümleri sağlamak kararlılık, cesaret ve aksiyon gerektiriyor.” dedi.
Shell mevcut durumda 730 MW’lık bir offshore rüzgar santrali projesi için kurulan konsorsiyumda yüzde 20 hisseye sahip bulunuyor. Ülkenin 730 MW’lık gelecekte yeni bir rüzgar santrali projesi için açık arttırma ihalesinin de bu yıl nisan ayında çılması bekleniyor.
Rüzgar enerjisi hidrojen üretiminde kullanılacak
Hollanda’nın 2030 yılına kadar 11,5 GW’lik bir offshore rüzgar enerjisi hedefi bulunuyor. NortH2 isimli plan gerçekleşirse, bu kapasitenin üçte birinden fazlasının sadece yeşil hidrojen üretimi için kullanılması söz konusu olacak.
Shell sübvansiyon desteğinin yeşil hidrojen ekonomisinin inşasında yararlı olacağını savunuyor. Wood Mackenzie isimli kuruluşun analisti Ben Gallagher tarafından yapılan araştırma, elektrolizörlerin mevcut hidrojen üretim yöntemleri ile rekabet edebilmeleri için MWh başına 30 dolarlık enerji fiyatlarının ve agresif kullanım oranlarının gerekli olacağını gösteriyor.
İşbirliğini açıklayan ortak bildiride konsorsiyum üçlüsü şu uyarıyı da ekledi: “NortH2’nin ortakları, enerjinin karbondan arındırılması yolculuğundaki ilk proje aşamalarının Avrupa ölçeğinde ve ulusal hükümetler nezdinde hibeler gerektirebileceğini öngörüyor.”
Hidrojen iyi bir seçenek
Hidrojen, sanayi ülkelerinin net sıfır emisyona ulaşması için güvenilir bir yol için önemli bir bileşen olarak görülüyor. Hollanda daha önce yüzde 95’lik bir emisyon azaltma hedefi önerirken, ülke çapında net sıfır emisyon hedefi ile ilgili tartışmalar da sürüyor. Metan kullanarak hidrojen üretilmesinden kaynaklanan emisyonları kapsayacak bir karbon vergisinin 2030 yılına kadar ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri emisyon başına 125 euro seviyesine ulaşması bekleniyor.
Hollandalı araştırma kuruluşu TNO, metandan üretilen 1 ton hidrojenin 10 ton CO2 eşdeğerine yol açtığını tahmin ediyor.
Araştırmaya göre, NortH2 isimli proje 2040 yılına kadar 800.000 ton yeşil hidrojen üretebilecek. Böylece karbon vergi tasarrufu, 2030’dan itibaren karbon vergisi oranı değişmese bile 2040 yılında 1 milyar Euro ‘luk bir fırsat haline gelebilecek.