Stanford Üniversitesi’nin yeni çalışması, lityum-iyon pillerin geri dönüşümünün madenciliğine kıyasla %81 daha az emisyon yaydığını ortaya koydu.
Amerika Birleşik Devletleri, Stanford Üniversitesi araştırmacıları, lityum-iyon (Li-ion) pillerin geri dönüşümüyle kritik metallerin – lityum, nikel, kobalt, bakır, manganez ve alüminyum – kazanılmasının, yeni metallerin madencilik yoluyla çıkarılmasına göre çok daha az negatif çevresel etkiye sahip olduğunu ortaya koydu. Bu geri dönüşüm süreci, sera gazı emisyonlarını %58 ila %81 oranında azaltıyor ve aynı zamanda enerji ve su tüketimini de önemli ölçüde düşürüyor.
Geri dönüşümle enerji ve su tasarrufu
Çalışma, geri dönüşüm sürecinin enerji tüketimini %77 ila %89, su tüketimini ise %72 ila %88 oranında azalttığını ortaya koyuyor. Bu tasarruf oranları, özellikle su kıtlığı yaşanan ve enerji maliyetlerinin yüksek olduğu bölgelerde büyük bir avantaj sağlıyor.
Enerji kaynağı ve geri dönüşümün etkisi
Stanford Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Samantha Bunke, geri dönüşüm tesislerinin bulundukları bölgenin enerji kaynağına bağlı olarak çevresel etkilerinin değişebileceğini belirtiyor. Örneğin, Çin gibi kömürle çalışan enerji santrallerinin yoğun olduğu bölgelerde yer alan geri dönüşüm tesisleri, sera gazı emisyonlarını azaltmada daha az etkili olurken, Norveç gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanıldığı bölgelerde bu tesisler çok daha çevreci bir performans sergiliyor.
Hurda pillerin geri kazanımı daha verimli
Çalışma, geri dönüşüme giren malzemelerin %90’ının batarya üreticilerinden gelen hatalı hurda malzemelerden oluştuğunu ortaya koyuyor. Bu hurda akışı, madenciliğe göre %19 daha az sera gazı emisyonu, %12 daha az su tüketimi ve %11 daha az enerji kullanımı sağlıyor.
Yerli geri dönüşüm tesisleriyle sürekli arz
Stanford Üniversitesi’nin bulguları, Türkiye gibi enerji ve ham madde ithalatına bağımlı ülkeler için önemli bir fırsat. Yerli geri dönüşüm tesislerinin kurulması, enerji için stratejik malzemelerin sürekli arzını sağlayarak hem ekonomik hem de çevresel fayda sağlayabilir.
Elektrikli araçlarla entegrasyon
Stanford Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden William Tarpeh, bu çalışmanın elektrikli araçların çevresel faydalarını daha da artıracak bir yol sunduğunu belirtiyor. Tarpeh, geri dönüşüm süreçlerinin daha da iyileştirilerek çevre dostu bir enerji geleceğinin yazılabileceğini vurguluyor.
Geri dönüşümle daha temiz bir dünya mümkün
Stanford Üniversitesi’nin bu çalışması, lityum-iyon pillerin geri dönüşümüyle çevresel etkilerin önemli ölçüde azaltılabileceğini gösteriyor. Bu bulgular, geri dönüşüm altyapısının geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli.