Uluslararası, Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, Çin’in ağırlıklı en büyük oyuncu olduğu Asya bölgesi, karada kurulu rüzgar santralleri (Onshore) kurulu güç kapasitesini 2018’deki 230 GW’den 2050’ye kadar 2 bin 600 GW’ye çıkaracak.

Eğer bu öngörü gerçekleşirse Asya bölgesi rüzgar enerjisinde 2050’lerde küresel bir lider haline gelecek ve  bu büyüklükle  karadaki tüm rüzgar kapasitesinin yüzde 50’sinden fazlasını ve küresel olarak kurulu olan tüm off-shore (denizde kurulu) rüzgar kapasitesinin de  yüzde 60’ından fazlasını tek başına oluşturacak.

IRENA raporuna göre, Asya bölgesi yüzyılın ortalarına gelindiğinde rüzgar enerjisi elektrifikasyon çalışmalarına bağlı olarak küresel enerji ihtiyacının üçte birini tek başına karşılarken, enerji kullanımı kaynaklı karbon emisyonları da rüzgar yaygınlığı sayesinde Paris iklim hedeflerine uygun olarak da dörtte bir oranında azalmış olacak.

“EN BÜYÜK TEK KAYNAK RÜZGAR”

IRENA Genel Müdürü Francesco La Camera, “Yenilenebilir enerji ile iklim değişimini güvenceye alacak bir gelecek elde etmek mümkün” derken raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:  “Rüzgar enerjisi gibi düşük maliyetli yenilenebilir enerji teknolojileri bugün mevcut durumda, karbon emisyonlarını azaltmak için en etkili ve acil çözümü temsil ediyor. 2050’ye kadar küresel bir enerji dönüşümüne ilişkin yol haritamız, iklim açısından güvenli ve sürdürülebilir bir enerji geleceği sağlamanın teknik ve ekonomik olarak mümkün olduğunu gösteriyor.

Yol haritamız küresel rüzgar enerjisi potansiyelinin kilidinin açılması açısından özel bir önem taşıyor. Aslında, rüzgar enerjisi bu yolculukta  yüzyılın ortasına gelindiğinde en büyük tek enerji üretim kaynağı olabilir. Bu sadece iklim hedeflerine ulaşmamızı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve istihdam yaratacak, böylece sürdürülebilir kalkınmayı da hızlandıracak.”

6 MİLYONDAN FAZLA İNSAN RÜZGARDAN GEÇİNECEK

Küresel rüzgar endüstrisi 2030’da 3.7 milyondan fazla insanı ve 2050’de 6 milyondan fazla çalışanı olan önemli bir sektör haline gelebilecek. Bu rakamlar 2018 yılına göre, sırasıyla yaklaşık üç katlık ve beş katlık istihdam artışı anlamına geliyor. Küresel rüzgar enerjisini teşvik etmek ve büyüme hızını artırmak için yatırımlardaki artışın kilit önemde olacağına vurgu yapılan raporda bugün karadaki rüzgar santrallerinin 67 milyar dolar olan yatırım büyüklüğünün 2050 yılında 211 milyar dolara ulaşması gerektiği hatırlatılıyor. Off-shore rüzgar santrallerinin hali hazırda 19 milyar dolar olan yatırım büyüklüğünün de yine 2050’de 100 milyar dolara ulaşması gereğine işaret ediliyor.

RAPORDA ÖNE ÇIKAN ÖNEMLİ BAŞLIKLAR

• Asya, 2050 yılına kadar küresel kara rüzgar enerjisi tesislerinin yüzde 50’sinden fazlasını oluştururken, bu bölgeyi yüzde 23 ile Kuzey Amerika ve yüzde 10 ile de Avrupa bölgesi izleyecek. Denizde kurulu (off-shore) rüzgar santrallerinde ise Asya yine yüzde 60’lık oranla en büyük güç olurken, Avrupa yüzde 23’lük oranla bu alanda ikinci, Kuzey Amerika ise yüzde 16 ile üçüncü sırada yer alacak.
• Asya bölgesi içinde ise Çin 2050’de karada ve denizde kurulu 2 bin 525 GW’lık rüzgar enerjisi kapasitesiyle liderliğini sürdürürken, bu ülkeyi 443 GW ile Hindistan, yüzde 78 GW ile Güney Kore ve 16 GW ile de Güneydoğu Asya izleyecek.
• Rüzgar enerjisinin yaygınlaşması ile birlikte kara tipi rüzgar santrallerinde 2018 yılında 6 cent olan kilowat saat ücreti 2050’lere gelindiğinde 2-3 cente düşecek. Off-shore santrallerde ise düşüş daha dramatik olacak ve halen 13 cent olan kilowat saat ücreti 3-7 cent arasında değişen rakamlara inecek.
• Rüzgar türbin kapasiteleri de önemli artış kaydedecek. Rapora göre karadaki rüzgar türbinlerinde 2018 yılı rakamlarıyla 2.6 MW olan kapasite 2025 yılında ortalama 15-20 MW’ye ulaşacak. Off-shore santrallerde ise türbin kapasitesinin gelecek 10-20 yılda 15-20 MW’ye ulaşması bekleniyor.