Devletlerarası çatışmalar, aşırı hava olayları ve dezenformasyon, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Küresel Riskler Raporu’nda öne çıkan riskler arasında. Jeopolitik gerilimler, iklim değişikliği ve toplumsal kutuplaşma, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu belirsiz ortamda iş birliğine duyulan ihtiyacı artırıyor.
Küresel Riskler Raporu, 2006 yılından beri Dünya Ekonomik Forumu tarafından her yıl yayınlanıyor. Marsh McLennan ve Zurich Sigorta Grubu’nun katkılarıyla hazırlanan bu rapor, dünyanın önde gelen uzmanlarının görüşlerini alarak küresel risklere dair kapsamlı bir analiz sunuyor. Bu yıl 20. kez yayınlanan rapor, 2025 ve sonrası için dünyayı tehdit eden en kritik riskleri ele alarak jeopolitik, çevresel, toplumsal ve teknolojik risklerin önceliklerini ortaya koyuyor.
Davos 2025: Akıllı çağda iş birliği
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Yıllık Toplantısı, 20 Ocak 2025’te İsviçre’nin Davos kasabasında başlıyor. “Akıllı Çağ için İş Birliği” temasıyla düzenlenen zirvede, enerji dönüşümü, ekonomik dayanıklılık ve küresel iş birliği gibi kritik konular ele alınıyor.
Toplantı hakkında detaylı bilgi için makalemizi okuyabilirsiniz: Davos 2025: Akıllı Çağ için İş Birliği Temasıyla Küresel Liderler Bir Araya Geliyor.
2025 Küresel Riskler Raporu: Öne çıkan bulgular
Küresel Riskler Raporu, 2025 ve sonrası için dünyayı tehdit eden riskleri analiz ediyor. Raporda öne çıkan kısa ve uzun vadeli riskleri aşağıdaki tabloda sıraladık.
Risk Kategorisi | Kısa Vadeli Riskler (2025-2027) | Uzun Vadeli Riskler (2035’e Kadar) |
---|---|---|
Jeopolitik | Devlet temelli silahlı çatışmalar | Küresel bölünmelerin derinleşmesi |
Çevresel | Aşırı hava olayları | Biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü |
Toplumsal | Yanlış bilgi ve dezenformasyon | Eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma |
Teknolojik | Siber casusluk ve yapay zeka suistimalleri | Teknolojik bağımlılık riskleri |
Devletlerarası çatışmalar ve dezenformasyon: Dünya savaş ve dezenformasyon çağına mı giriyor?
Rapor, devletlerarası silahlı çatışmaların 2025’te zirveye çıktığını ve yanlış bilgi ile dezenformasyonun toplumsal uyumu baltalayarak iş birliğini zorlaştırdığını vurguluyor.
Ukrayna’daki savaş ve Ortadoğu’daki krizler, bu risklerin güncelliğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye, hem Ukrayna’da barış görüşmelerine öncülük ederek hem de Filistin ve Suriye gibi bölgelerde insani yardımları artırarak aktif bir diplomasi rolü üstleniyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasındaki kritik rolünü pekiştiriyor.
Bunun yanı sıra, dezenformasyonla mücadelede uluslararası iş birliği geliştirerek doğru bilginin yayılmasını sağlama çabaları, Türkiye’nin küresel güven ortamına katkısını artırıyor. Hem diplomatik hem de bilgi güvenliği konularında atılan bu adımlar, Türkiye’nin jeopolitik riskleri azaltma çabalarını güçlendiriyor.
Çevresel tehditler: Türkiye için iklim krizi ve biyoçeşitlilik kaybı riskleri
Küresel Riskler Raporu, biyoçeşitlilik kaybı ve iklim değişikliğinin uzun vadeli en büyük tehditler arasında olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin biyoçeşitlilik açısından zengin bölgeleri, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle risk altında. Kuraklık, orman yangınları ve su kıtlığı gibi sorunlar, tarımı ve ekosistemleri olumsuz etkiliyor. Türkiye, bu risklerle mücadele etmek için yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmalı, enerji verimliliğini teşvik etmeli ve iklim değişikliğine uyum stratejilerini geliştirmeli.
Yeşil haber’in değerlendirmesi: Türkiye için fırsatlar ve riskler
2025 Küresel Riskler Raporu, Türkiye’nin de içinde bulunduğu kırılgan ve belirsiz bir dünya resmi çiziyor. Bu ortamda iş birliği ve dayanıklılık, istikrarın anahtarı olarak öne çıkıyor.
Türkiye, çevresel risklere karşı önlemler alırken, aynı zamanda yeşil ekonomiye geçişi hızlandırarak yeni fırsatlar yaratabilir. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve sürdürülebilir tarım gibi alanlara yatırım yaparak hem ekonomik büyümeyi destekleyebilir hem de iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlayabilir.
Yeşil Haber olarak, bu raporun Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için bir yol haritası olarak kullanılmasını ve kamu, özel sektör ve sivil toplumun iş birliği içinde hareket etmesini öneriyoruz.
Daha detaylı bilgi için raporun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz: 2025 Küresel Riskler Raporu.
İlgili Makaleler
- Türkiye’nin İklim Vizyonu: COP29’da Açıklanan 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi
- Türkiye’de İklim Krizi Algısı Araştırması 2024 Sonuçları Açıklandı
- İmamoğlu COP29 Zirvesi’nde: İklim Krizinin Bedelini En Savunmasızlar Ödüyor
- Türkiye’nin İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı
- WEF Raporu: Küresel Enerji Dönüşümü Belirsizliklerle Yavaşlıyor