NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Yaşayan Gezegen Raporu

İnsanlık için kırmızı alarm seviyesi çoktan aşıldı

Yaşayan Gezegen Raporu’nun 2022 verilerine göre 50 yıldan kısa bir sürede omurgalı türlerin popülasyonlarında üçte iki oranında keskin bir düşüş görüldü.

Rapora göre dünya genelinde düşüşün en önemli nedenleri arasında habitat kaybı, kaynakların aşırı kullanımı, istilacı yabancı türler, kirlilik, iklim değişikliği gibi etkenler yer alıyor.

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve Londra Zooloji Derneği’nin (ZSL) hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu 2022 yayımlandı. İki yılda bir yayımlanan Yaşayan Gezegen serisinin 2022 sayısı, ortalama insan ömründen kısa bir sürede omurgalı yaban türlerinin popülasyonlarının yüzde 69 azaldığını ortaya koydu.

Bölge bazında en büyük düşüş yüzde 94 ile Latin Amerika’da oldu

50 yıla yakın bir süredir doğanın sağlığını takip eden Yaşayan Gezegen Endeksi, dünya genelinde memeli, çift yaşamlı, balık, sürüngen ve kuş popülasyonlarını izleyen bir erken uyarı sistemi vazifesi görüyor. Bugüne kadarki en kapsamlı bulguları içeren 2022 raporu, 1970 ve 2018 yılları arasında dünya genelinde izlenen türlerin popülasyonlarında yüzde 69 oranında keskin bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Bölge bazında en büyük düşüşün yaşandığı yer yüzde 94 ile Latin Amerika olurken, küresel ölçekte en büyük düşüş 83 ile tatlı su habitatlarındaki türlerde görüldü.

2020’den bu yana veri setine 838 yeni tür ve 11.011 yeni popülasyon eklenmesi ile Yaşayan Gezegen Endeksi 2022 bugüne kadarki en büyük veri setini kullandı. 5.230 türün yaklaşık 32.000 popülasyonundan toplanan veriler toplumun doğayla ilişkisini dönüştürmek için geniş tabanlı eylemlerin planlandığı BM Biyoçeşitlilik On Yılı’nın hedeflerine ulaşma yolunda çok geride kaldığımızı gösteriyor.

Raporun bulgularını yorumlayan WWF Küresel Direktörü Marco Lambertini, “Bugünkü ve gelecek nesillerin refahını tehdit eden, birbiriyle bağlantılı iki acil durumla karşı karşıyayız: iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı. Aralık 2022’de düzenlenecek BM Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’nin uzun zamandır beklenen 15. Taraflar Konferansı’nda (COP15) bir araya gelecek dünya liderlerinin elinde gezegenin ve insanlığın geleceğini etkileyecek bir fırsat var. WWF, dünya liderlerine biyoçeşitlilik kayıplarını tersine çevirecek ve 2030 yılına kadar “Doğa Pozitif bir Dünya” yaratmayı taahhüt eden bağlayıcı anlaşma talep ediyor” dedi.

Çevresel kayıplardan savunmasız topluluklar etkileniyor

Dr. Lambertini bu anlaşmanın doğa kaybına sebep olan sektörlerin hızlı dönüşümü ve gelişmekte olan ülkelere finansal destek sağlanması dahil hızla atılacak adımlar içermesi gerektiğini vurguladı: “Nasıl ki küresel ölçekte belirlenen ‘2050’ye kadar net sıfır emisyon’ hedefi enerji sektörünü yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirdiyse, ‘2030’a kadar doğa pozitif’ hedefi de doğa kaybına neden olan tarım, balıkçılık, ormancılık, altyapı ve madencilik sektörlerini değiştirerek sürdürülebilir üretim ve tüketime yönelik dönüşümlerine ivme kazandıracak.”

Doğal kaynakları herhangi bir bedel ödemeden, savurgan ve sürdürülemez bir şekilde kullanabileceğimiz yönündeki varsayımların geçersizliğinin artık apaçık ortada olduğunun altını çizen WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli ise  “Bedeller, aşırı hava koşullarından kaynaklanan can ve mal kayıpları, kuraklık ve sellerle ağırlaşan yoksulluk ve gıda güvenliği sorunu, toplumsal karışıklıklar, artan göç dalgaları ve zoonotik (hayvan kaynaklı) hastalıklar olarak karşımıza çıkmaya başladı.

Doğanın kaybı, etik veya ekolojik bir mesele olarak algılanmaktan çıktı; ekonomimiz, sosyal istikrarımız, bireysel refahımız ve sağlığımız için hayati önemi dikkate alınarak daha geniş anlamda yorumlanıyor ve bir adalet meselesi olarak görülüyor. Çevresel kayıplardan en çok dünyanın en savunmasız toplulukları etkileniyor.

Küresel ekonomi ve milyarlarca insanın geçimi doğaya bağlı. İklim, çevre ve toplum sağlığı krizlerini önlemek için biyolojik çeşitlilik kayıplarını önlemek ve hayati öneme sahip ekosistemleri geri getirmek, küresel gündemin en önemli maddeleri haline gelmeli” dedi.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube