NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Hedef; karbonunu yöneten bir sektör olmalı

Sektörel sorunlara çözüm aranırken, iklim değişimine dirençli, karbonunu yöneten tarım ve gıda sektörlerine ulaşma hedefinin de dikkate alınması gerektiğini belirten İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Çünkü tarımsal sistemler doğayı tahrip ederek insana ürün sunmamalıdır” dedi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, karbon izinin azaltılması konusunun tarım-gıda sektörü için yaygın ve öncelikli yer almadığını fakat mevcut durumun da umut verici olduğunu söyledi.

Karaosmanoğlu, “Karbon yönetimi ve üst başlığında sürdürülebilir üretim-tüketim için bilinç artmakta, ihracat başarısı gereklilikleri ve yeşil tüketici eğilimleri sektörü tetiklemektedir. Sürdürülebilirlik raporlaması yapan şirketlerin sayısı da giderek artmaktadır. Kuruluşlarda ilgili istihdam yapılması ve/veya ilgili bölümlerin kurulması çalışmaları da umut vericidir.

Hepimizce malum sektörel sorunlara çözüm aranırken, iklim değişimine dirençli, karbonunu yöneten tarım ve gıda sektörlerine ulaşma hedefi de dikkate alınmalıdır. Çünkü tarımsal sistemlerde doğayı tahrip ederek insana ürün sunulmamalıdır. Son günlerde duyduğumuz zeytinlik, mera alanları gibi konular da kaygıları artırmaktadır” diye konuştu.

TARLADAN SOFRAYA KARBON YÖNETİMİ

Tarladan sofraya yaşam döngüsü sürecinde karbonu yönetmenin şart olduğunu belirten Karaosmanoğlu, “İklim değişimi ile insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri olan gıdaya erişim tehlikeye girer. Bu nedenle tarladan sofraya yaşam döngüsü sürecinde karbonu yönetme şarttır. Ürün veya hizmetin yaşam döngüsünün farklı aşamalarındaki çevresel etkilerinin belirlenmesi, beşikten mezara toprak-hava-suya yapılan etkilerinin belirlenmesi, girdilerinin azaltılması, en iyi atık yönetimi, mevcut en temiz teknolojiyi kullanabilmek için “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi” önemli bir karar verme ve karşılaştırma aracıdır.

Kaynaktan tüketime tarımsal faaliyetlerde ve gıda üretiminde başta su ve enerji olmak üzere kaynaklar tüketilirken çevreye katı-sıvı-gaz kirleticiler salınarak iklim değişimine etki yaratılır. Her bir ürün soframıza karbon ayak izi ile ulaşır. Tarımsal üretimde ve gıda sektöründe sera gazlarının azaltılması için en büyük potansiyel enerji tüketimindedir. Tarladan sofraya enerji verimliliği ile karbon ayak izi düşük ürünler bizlere, yeşil bir yolda, sürdürülebilir üretimle ulaşabilir” dedi.

I.ULUSAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ EYLEM PLANI

Her bir tarımsal ürünün yaşam döngüsündeki karbon azaltım başarısı, ülkemizin I. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (UEVEP) uygulamasına katkı yapacağını sözlerine şöyle devam etti: “UEVEP kapsamında tarım için, tarım makinelerinin ve araçların yenilenmesine yönelik teşvikler, sulamada, su iletim randımanının artırılması için kapalı sistemlere, uygulama randımanının artırılması için ise tarla içi basınçlı sulama yöntemlerine geçiş, tarım sektöründe enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, yerinden üretim, sulamada güneş enerjisi (PV) teşvikleri ve biyoenerji, enerji elde etmek amacıyla tarım yan ürünlerinin ve atıkların kullanılması, potansiyel değer tahmini incelemesi başlıkları altında enerji verimliliği eylemleri ilerleyecek ve tarımımız ardından gıda sektörü düşük karbon ekonomisinde yeşil gücü ile “Sera Gazı Emisyonları Azaltımı için T.C. Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkısı” hedefine uyumlu ilerleyecektir.”

ÖNCE KARBON AYAK İZİ BELİRLENMELİ

“Karbon ayak izi belirlemeye karar verme yönetim stratejisidir” diyen Karaosmanoğlu, karbon ayak izinin düşürülmesi için firmaların yapabileceklerini şu şekilde aktardı: “Ülkemizde toplam sera gazı salımlarının yaklaşık yarısını oluşturan elektrik ve buhar üretimi ile enerji yoğun sektörler olan çimento, demir-çelik, rafineri, seramik, kireç, kâğıt, cam gibi sektörler için “Sera Gazı Emisyonları Takibi” ilgili yönetmelikle yapılmaktadır. Diğer sektörler için gönüllülük esastır. Karbon ayak izi belirlemeye karar verme bir yönetim stratejisidir.

Karar verme ardından firma çalışanlarının tümünün, mavi ve beyaz yakalıların konuyu özümsemeleri, sahiplenmeleri gereklidir. Firmada çekirdek bir kadro oluşturmak, bir ekip yaratmak yararlı olur. Ardından ilgili standart çalışmaları kolaylıkla yürütülebilir. Karbon ayak izinin belirlemesi ardından asıl olan karbon ayak izini düşürmektir. Karbon ayak izi belirlemesi ve azaltımı çalışmaları firmaların sürdürülebilirlik eylem planlarının itici gücüdür. Bu yolda firma elemanları yeşillenir ve/veya yeni yeşil istihdamlar da gerçekleşir.”

Firmaların karbon ayak izini saptama ve azaltım çalışmalarını bir fırsat olarak görmesi gerektiğini ifade eden Karaosmanoğlu, “Öncelikle mevcut durumun saptanması gerekir. Karbon ayak izim nedir? diye başlayarak, sonra karbon ayak izini düşürme yoluna çıkılmalıdır. Firmalar karbon ayak izi saptama ve azaltım çalışmalarını bir fırsat olarak görmelidir. Karbonunu yöneten her firma bugünü ve yarınını mükemmel yönetecek ve çevre kirliliği mevzuatı ötesine ulaşarak kirletmeden önlem almayı, en temiz üretimi gerçekleştirecek ve ticari başarı doğal bir sonuç olacaktır.

Karbon ayak izini azaltmak için uğraş veren firmada yenilikçi çözümlere ulaşma ile inovatif yön geliştirecektir. Diğer deyişle, firma işi içinde adeta yeni bir iş yaratacaktır. Firma için “Sürdürülebilirlik Kültürü ve Yol Haritası” oluşumu konusunda ilerlenirken teknolojik çözümün yanı sıra sosyal bir değişim de gerçekleşecektir” dedi.

2030 YILINA KADAR YÜZDE 21 AZALTIM HEDEFİ

Türkiye’nin yüksek emisyon azaltım potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Karaosmanoğlu, devletle birlikte sanayicin ve KOBİ’lerin paydaşlığına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Karaosmanoğlu “Türkiye “Ortak Fakat Farklılaştırılmış Sorumluluklar, İlkesinin Korunması Gerek” söylemi ile hızla kalkınan bir ülke olarak, yüksek emisyon azaltım potansiyeline sahip.

Emisyon azaltım için Yeşil İklim Fonu ve teknoloji desteklerinden yaralanmak isteyen ülkemiz için firmaların “Türkiye İklim Değişikliği İle Mücadele 2030 Yol Haritası” kapsamında kendilerine düşeni yapmak üzere duruş almaları, mücadelenin, iklim değişimine karşı imecenin öğesi olmaları şarttır. Türkiye 2030 yılına dek sera gazı salınımlarını yüzde 21 oranında azaltma hedefini 30 Eylül 2015 tarihinde BMİDÇS Sekreteryasına sundu. Bu hedefe ulaşmak için sanayicimizin, KOBİ’lerimizin paydaşlığı gerekli” diye konuştu.

TÜKETİCİ NELER YAPMALI?

Türkiye’de fert bazında sürdürülebilir üretim-tüketim-hizmet olgusunda ciddi bilgi ve kapasite eksikliğinin olduğunu belirten Karaosmanoğlu, sürdürülebilir yaşam kültürünün okul öncesinde başlayarak eğitim-öğretimde yer alması gerektiğini söyledi. Karaosmanoğlu, “Karbon ayak izi azaltım sorumluluğu bireylerin günlük yaşamının parçası olmalıdır. Kişiler kullandığı her ürünün ve aldığı hizmetin bedelini bilmelidir. Ürünün satış bedeli ve ürünün yerküreye bedeli. Ürünün ucuz-pahalı olması ile yanı sıra ürünün karbon ayak izi başta olmak üzere yerküreye yaşam döngüsünde verdiği zarar da değerlendirilmeli. Diğer deyişle ürünün, teknik öyküsü, eko-etiketi sorgulanmalı. Bu hiç kolay değil.

Fert bazında sürdürülebilir üretim-tüketim-hizmet olgusunda ciddi bilgi ve kapasite eksikliği var. Tüketiciyi koruma hedefli sivil toplum örgütlerinin bu konuların bilinir olması ve tüketiciyi koruma politikaları içinde yer alması için uğraşır olması yararlı olacaktır. Henüz yaygın odaklanma yok. Sürdürülebilirliği yaşam kültürünün öğesi yapan, iklim değişimi için benim de yapmam gerekenler var diyen bireyler için okul öncesinden başlayarak konunun eğitim-öğretimde yer alması yararlı olacaktır. Kolaylıkla günlük karbon ayak izimizi hesaplayabiliriz. Arama motorlarında hemen karşımıza basit hesaplama çıkacaktır. Asıl olan bulduğumuz karbon ayak izimizi düşürmektir. Yapabiliriz. Bir küp kesme şekerin, bir dilim ekmeğin, bir fincan kahvenin bize ulaşmasının karbon ayak izi olduğunu ve gıda tüketirken iklim değişimine etki yaptığımızı da unutmamalıyız” dedi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KAYNAĞI NEDİR?

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) “Karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliklerine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik” şeklinde iklim değişikliğini tanımlamaktadır. İklim değişimi sonucu yağış anormallikleri, kuraklık, küresel yüzey ve küresel okyanus sıcaklıklarında artış, deniz seviyesi yükselmesi, kar ve buzulların yitirilmesi sonucu tüm yaşam döngüsü olumsuz etkilenir.

Yerküremizde insanoğlu, bitki ve hayvanların saldığı doğal sera gazları karbon döngüsünde atmosferden uzaklaşır ve sorun yaratmaz. İnsanoğlu biyolojik varlığı ile masumdur. Sorunun kaynağı insanoğlunun refah ve konforu için sera gazlarının artmasına neden olması, yerküremizin karbon döngüsüne olumsuz etki etmesi ve yanısıra gezegenimizin sera gazı karasal yutak alanlarının, orman ve bitki örtüsünün azalması, toprak yönetimi ve arazi kullanımı değişiklikleridir.
Dünya

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube