NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Güneşten elektrik üretimi 7 kat daha ucuz

Yenilenebilir kaynaklar doğal olarak var olan, herkese eşit olarak ulaşan ve ulaştığı yerde insanları özgürleştiren ayrıca ‘enerji savaşları’ na neden olmayan kaynaklardır. Yani kimsenin kullanmak için birbirini öldürmesi gerekmeyen kaynaklardır. Bu kaynakları özelleştirme yöntemiyle satmak ya da almak da mümkün değildir.

Bu kaynaklar evrenin ortaya çıkmasından beri doğal olarak mevcuttur. Sonsuz, sınırsız ve her yere ulaşabilir. Üstelik buna hiçbir bedel ödemeyiz yani faturası yoktur. Örneğin güneşin ısısını ve ışığını her sabah hissederiz. Güneş bizim ana kaynağımızdır. İkincisi güneşin yeryüzünde farklı oranda ısıttığı bölgeler arasında hava hareketi olur.

Isınan yerde yükselen havanın yerini daha soğuk yerdeki hava alır ve hareketlenir. İşte hareket halindeki havanın enerjisine rüzgar enerjisi diyoruz. Üçüncü doğal enerji kaynağı ise jeotermaldir. Bunun da kaynağı yeryüzünün bizatihi kendisidir.

Dünyanın merkezi 6 bin derece sıcaklığa sahiptir. Buna mağma diyoruz. Çaydanlığın içinde kaynayan su gibi dışarı çıkmak için kendine yer arar. Ve bulduğu yerden de yeryüzüne çıkar. Çıktığı yerler volkan olarak adlandırılır. Bu sular yer altından alınıp yeryüzünde ısıtma ve elektrik üretimi için kullanılıyor.

Bir başka doğal kaynağımız ise biyokütledir. Biyokütle yaşayan ya da yakın zamanda yaşamış canlılardan elde edilen fosilleşmemiş tüm biyolojik malzemenin genel adıdır.

FOSİL KAYNAKLARIN YERİN ALTINDAN ÇIKARILMAMASI GEREKİR

Dünyamızda 4.5 milyar yıl önce yaşam yoktu. Atmosferin içinde sadece karbondioksit ve metan gazı vardı. Atmosferin içindeki sıcaklık 6 bin dereceydi. Yine yaklaşık 2.5 milyar yıl önce fotosentez başladı. Ağaçlar büyürken karbondioksit alıp dışarıya oksijen verir. Güneşin enerjisi bitki ve ağaçlarda depolanır. Dünyanın ilk sıcaklığından bugünkü haline gelmesi fotosentez yoluyla gerçekleşti.

Böylece atmosferde oksijen seviyesi artmaya başlayarak, yaklaşık 400 bin yıl önce canlı yaşamına imkan veren yüzde 20 seviyelerine kadar ulaştı.

Fosil kaynaklar dediğimiz petrol ve doğalgaz da fotosentez sonucu oluşmuş ağaçların ve diğer organik canlıların yerin altında hapsolmasıyla oluşan yakıtlardır. Onların yerin altında kalması ve hiçbir şekilde oradan çıkartılmaması gerekiyor. Çıkartıldığı zaman dünya ısınıyor. İşte küresel ısınma ve iklim değişikliği denilen mesele özünde budur.

KULLANMAYAN CAHİLLİK ETMİŞ OLUR

Herhangi bir kaynağın çözüm olabilmesi için o kaynağın yeterli miktarda olması lazım. Yenilenebilir enerji kaynaklarının bu özelliği var. Ayrıca teknolojileri giderek gelişiyor. Örneğin rüzgar türbinleri ve güneş pillerinin kapasiteleri günden güne artıyor. Yenilenebilir kaynaklardan enerji üretim maliyeti ilk kez 2015 yılında fosil yakıtlardan daha ucuz hale geldi. O tarihte Paris Anlaşması imzalandı.

Anlaşmayla ülkeler kendilerine yenilenebilir enerji hedefleri koydular ve emisyon azaltma taahhütleri verdiler. Günümüzde   PV solar teknolojileri çok gelişti. Gelişen teknoloji ucuzladı ve yaygınlaştı. Bugün 1 kWh elektrik için 70-80 kuruş ödüyoruz. Oysa güneş enerjisinden 1 kWh elektrik üretim maliyeti sadece 10 kuruş. Arada 7 kat maliyet farkı var. Enerjide çözüm yüzde 100 yenilenebilir enerjidir. Çünkü bugün yenilenebilir en ucuz enerji kaynağı haline geldi. Kullanmayan cahillik etmiş olur.

ABD Başkanı Donald Trump bile rüzgar ve güneş enerjisinden nefret ettiği halde Meksika sınırına kurulacak duvarın yapım maliyetini karşılamak için üzerine güneş panelleri yerleştirilebileceğini söylüyor.

SALGINLARI DA ORTADAN KALDIRMANIN YOLU

Bütün dünyada koronavirüsten can kaybı 1 milyona yaklaşıyor. Aslında bu salgından önce de her yıl dünyada 7 milyon insan kömür ve petrolün yol açtığı hava kirliliği nedeniyle ölüyordu. Milyonlarca insan da yine hava ve çevre kirliliğinin neden olduğu kronik hastalıklara yakalanarak ömür boyu ilaca bağımlı hale geliyor.

Pandemi bu kronik hastalığı olan insanların ilaçlarını bile doğru düzgün içemeden ölmelerine sebep oldu. Salgın hastalıkların ortadan kalkması ve iklim değişikliğinin önlenmesi için tek çözüm, kömür, doğalgaz ve petrolün atmosferde yakılmasının tamamen durdurulması ve yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçilmesidir.

KENTLERİMİZİN ELEKTRİĞİNİ YENİLENEBİLİRDEN ÜRETMELİYİZ

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Yeşil Anlaşması – The European Green Deal yayımlandı. AB Türkiye’nin de dahil olduğu anlaşma kapsamında uygulanacak projeler için yaklaşık 10 milyar euro’luk kaynak ayırdı. Buna göre, 2030 ve 2050 yılında bütün Avrupa kentlerinin sıfır emisyonlu, kömür, doğalgaz ve petrol kullanmayan kentler haline gelmesi, bütün konutların sıfır emisyonlu olması ve toplumsal maliyetlerin sıfıra indirilmesi gibi hedefler konuldu.

Bu anlaşma da dünyada yenilenebilir enerji kullanımına ivme kattı. Bugün itibariyle küresel ölçekte yenilenebilir enerjinin toplam arz içindeki payı yüzde 25’e ulaştı. Sadece güneş ve rüzgarın payı en az yüzde 13 civarında. Türkiye’de de hızlı bir ilerleme var.

Ancak Avrupa bu plana çok para ayırdı. Bizim de kendi ülkemizin ve kentlerimizin yeşil planlarını oluşturup en azından tüm enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üretmemiz lazım. Bütün belediyeler enerji ihtiyacını çatı tipi güneş sistemleriyle karşılayabilir. Enerji maliyetinden yaptığı tasarrufu da diğer belediye hizmetleri için kullanabilir. Şu anda başında bulunduğum bir proje ekibi olarak yaklaşık 40 kentimizin yenilenebilir enerjiye geçişi için yol haritaları üzerinde çalışıyoruz.

DOĞALGAZ ANLAŞMALARI BİZİ ENGELLİYOR

Türkiye’de fosil yakıtlardan vazgeçmeyi engelleyen nedenlerden biri de 90’lı yıllarda yaptığımız doğalgaz anlaşmaları. Bu anlaşmalar gazı almazsak bile bize bedelini ödeme yükümlülüğü getiriyor. Uzun vadeli ve maalesef dezavantajlı anlaşmalar.

Bunun da etkisiyle enerji verimliliğini erteledik. Her tarafa boru hattı döşedik. Oysa yaptığımız araştırmalar toplumun yüzde 75’inin yenilenebilir enerjiyi istediğini gösteriyor. Ancak siyasi partiler bunu gündemine almıyor.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube