NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Güler Sabancı_Fatih Birol_Yusuf Leblebici

Dünya temiz enerji dönemine giriyor

Sabancı Üniversitesi, afetten etkilenen öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ‘Geleceğe Söz Ver’ burs programı kapsamında ‘Sabancı Üniversitesi Deprem Burs Fonu’nu hayata geçirdi.

Bu kapsamda Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen ‘Dr. Fatih Birol ile Depremzede Öğrencilere Destek Buluşması’, 17 Mart’ta Sabancı Center’da gerçekleşti. İş dünyası ve enerji sektörünün önde gelen isimlerinin yer aldığı buluşma, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın açılış konuşması ile başladı ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal İşbirlikleri ve Mezunlarla İlişkiler Direktörü Cenk Efe Bayırlı fonla ilgili bilgi aktardı. Anlamlı buluşma, Dr. Fatih Birol’un Keynote konuşmasının ardından, Simge Fıstıkoğlu moderatörlüğünde ‘Dr. Fatih Birol’un Seyirci ile İnteraktif Sohbeti’ ile devam etti.

‘Geleceğe Söz Ver’ uzun bir yolculuk

İş dünyası ve enerji sektörünün önde gelen isimlerinin yer aldığı buluşmanın açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, depremin etkisine ve desteğin önemine vurgu yaparak, “Bitmeyen bir üzüntü, kelimeler yetmiyor. Çok zor ve olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Depremde maalesef bir öğrencimizi kaybettik, deprem bölgesinde bulunan diğer öğrencilerimizle de kısa süre içinde irtibat sağladık” dedi.

Dr. Fatih Birol’un önerisiyle böyle bir buluşma düzenlendiğini belirten Güler Sabancı, “Gelece Söz Ver, öğrencilerimizle birlikteliğimiz gibi uzun bir yolculuk. Burada bizimle birlikte olan sizlere ve burada bulunamayıp desteklerini paylaşan dostlarımıza, bu dayanışma için, çıkılan bu uzun yolculukta yanımızda olduğunuz için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

“Katkıların sürdürülebilir olması için bu fonu oluşturduk”

Sabancı Üniversitesi Kurumsal İşbirlikleri ve Mezunlarla İlişkiler Direktörü Cenk Efe Bayırlı da, “Hem deprem felaketinden zarar gören Sabancı Üniversitesi öğrencilerine hem de deprem bölgesinde ikamet eden ve 2023-2024 Akademik Yılında Sabancı Üniversitesi’nde eğitim görmeye hak kazanacak olan gençlerimize toplanacak bağışlar ile burs imkanı sağlayacağız. Bu amaçla depremzede öğrencilerimize öğrenim, barınma, yemek ve nakit ihtiyaç desteği sunmak üzere ‘Sabancı Üniversitesi Deprem Burs Fonu”nu hayata geçirdik’ dedi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol

Böylesine bir felaket karşısında yurt dışında olunca insanın kendini biçare hissettiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, “İlk etapta enerji sektörüne çağrıda bulundum. Çağrıma küresel petrol şirketlerinden, Lübnan’daki yerel bir ısıtıcı üreticisine kadar birçok yerden olumlu yanıt geldi. IICEC bünyesinde de katkılar yapıldı. Güler Hanım ile ‘daha başka ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabilirim?’ diye konuşmamız neticesinde de bu anlamlı buluşma organize edildi. Bu uğurda gece gündüz çalışan arkadaşlarıma ve destek sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Rusya’nın bütçe açığı 3 kat artmış durumda

Rusya – Ukrayna ile birlikte enerji konusu dünyada nasıl gelişti? Nasıl reaksiyonlar verildi? başlıklarına, Türkiye ekonomisi için çok önemli olan Rusya ve Avrupa açısından değerlendiren Dr. Fatih Birol, konuşmasına şöyle devam etti: “Rusya ekonomisi, bütçesi büyük bir oranda enerjiden, özellikle de petrol ve doğalgaz satışından gelen gelirlere bağlı. Rusya, 24 Şubat’a kadar dünyanın bir numaralı enerji ihracatçısıydı. Petrolde, doğalgazda bir numaralı ihracatçı, kömür piyasalarında çok büyük bir oyuncu.

Bugün ise, Rusya’nın petrol ve doğalgaz gelirlerinde yüzde 60’a varan bir düşüş oldu. Uygulanan ambargoların olumsuz etkilerinin yanı sıra askeri harcamalarında ve sübvansiyon harcamalarında da artış oldu. Yani Rusya bütçesinde çok önemli üç farklı yük söz konusu. Dolayısıyla Rusya’nın bütçe açığı da şu anda üç misli artmış durumda.

Avrupa enerji krizini başarı ile yönetiyor

Avrupa ekonomisi, 10 yıllardır Rusya’dan gelen ucuz enerjiye bağımlı bir model. 24 Şubat 2022 itibari ile Avrupa ülkeleri, Amerika, Avustralya ve başka ülkeler de, başta alınan enerjiyi minimuma indirmek olmak üzere Rusya’ya karşı çeşitli tedbirler aldı, ambargolar uyguladı. Böyle olunca, ‘Avrupa’da bu kış evlerde ısınma olmayacak’, ‘Avrupa ekonomisi çökecek’ ve ‘Avrupa çok fazla fosil yakıt kullanıp emisyonlarını arttıracak’ gibi beklentiler konuşuluyordu. Oysa bir yıllık karnelerine baktığımızda Avrupa’da durum hiç de öyle kötü değil. Enerjide kesinti yaşanmadı. Ilıman geçen kışın etkisi ile evler ısındı. Avrupa büyük bir resesyona da girmedi.

Avrupa, lisans prosedürlerini hızlandırarak yenilenebilir enerjide sıçrama kaydetti. Güneş ve rüzgar enerjisi yüzde 41 arttı, ısı pompasında yüzde 40, elektrikli araçlarda da yüzde 15 artış kaydettiler. Emisyon ise, beklentilerin aksine artmak yerine yüzde 2,5 azaldı. Enerji gibi kolay olmayan, çok ağır yürüyen, zor gelişen bir sektörde bunu başardılar.

Dünya sanayisi temiz enerji ile üretim dönemine giriyor

Dünya endüstrisi yeni bir döneme; temiz enerji ile üretim dönemine giriyor. Bataryalar, GES, RES, elektrikli arabalar konusunda ülkeler arası muazzam bir rekabet var. Petrol ve doğalgazda birkaç ülkeye bağımlı olan dünya, ileride temiz enerji konusunda da belli başlı ülkelere mi bağımlı olacak? En önemli soru bu. Bu alarm zili, Avrupa’dan Amerika’ya kadar çaldı. Çünkü temiz enerjide, bataryalar, solar güneş panelleri, rüzgâr gülleri gibi kritik malzemelerin hangi ülkelerde üretildiğine baktığınızda, Çin’in payının muazzam olduğunu görüyoruz.

Yüzde 50’nin üzerinde paya sahip ve adeta tek başına domine etmiş durumda. Örneğin; dünyadaki bataryaların yüzde 75’i Çin’de üretiliyor. Çin yüzde 75, dünyadaki diğer tüm üreticiler ise yüzde 25. Rüzgârda da öyle, güneşte muazzam. Hidrojende kullanılan ekipman üretiminde de yine son derece büyükler. Çünkü, Çin herkesten önce başladı.

Amerika temiz enerji teknolojisi sanayisini yaratmak istiyor

Amerika’da geçtiğimiz yaz çıkan son derece önemli bir kanun, temiz enerji teknolojilerine şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir sübvansiyon veriyor. Örneğin; Amerika’da bir batarya fabrikası açarsanız, hükümet size vergi indirimleri, muafiyetler vs. büyük bir sübvansiyon veriyor. Öte yandan temiz enerji kurulumunda ise, her teknoloji için yapacağınız üretimin belli bir yüzdesinin yerlilik payı taşıması gerekiyor. Özetle Amerika kendi temiz enerji teknolojisi sanayisini yaratmak istiyor. Bu konuda Çin ile yarışmak için çok önemli bir karar aldı. Bu, birçok sanayi denklemini ve ticaret akışını değiştirecek bir gelişme olarak herkesi sarstı.

AB’nin temiz enerji sanayi hedefli kanunu Türkiye için de çok kritik

Bir diğer önemli gelişme de Avrupa’da yaşandı. 16 Mart’ta Avrupa Birliği Başkanı bir kanun sundu; Sıfır Emisyon Sanayi Kanunu. Aynı Amerika’ya benzer bir kanun. Temiz enerji sanayisine inanılmaz teşvikler verecek ve aynı Amerika gibi bu yerellik payı şartını koştu. Bu Türkiye sanayisi, ülke ekonomisi için son derece önemli ve kritik bir gelişme. Bu yerlilik payının biraz esnetilerek AB ile serbest ticaret anlaşması yapan ülkelere de genişletilebilmesi halinde ekonomide bir sıçrama, sanayide önemli bir gelişim yaratabilir. Ülkemizin bu konuyu çok ciddi ele alması lazım.

Bizim enerjide kullandığımız sihirli bir kelime var; çeşitlendirme. Örneğin; Çin’de güneş enerjisi ekipmanları tek bir eyaletteki çok büyük iki fabrikada üretiliyor. Bu fabrikalardan biri dahi yaşanacak bir yangın vs. gibi sorunla devre dışı kalsa, bu alanda tüm dünyadaki arz zinciri sarsıntıya uğrayacak. Çeşitlendirme olması için de başka ülkelerin de bunu yapması lazım. O nedenle Amerika ve Avrupa harekete geçti, temiz enerjiye doğru giden dünyada bu alanda pay sahibi olmaya çalışıyorlar.

Ülkemiz açısından ‘Türkiye, acaba bu arz zinciri boyunca çeşitli temiz enerji teknolojilerinin hangisinde, nasıl rol alabilir?’ diye düşünmemiz ve ona uygun ekonomik politikalar geliştirmemiz, ‘kendimizi nasıl konuşlandıracağımız’ çok önemli. Deprem, seçimler söz konusu ancak Avrupa’daki tartışmalara bir an önce müdahil olmamız, bu çok önemli treni kaçırmamamız gerekiyor”.

Buluşmada, ‘Geleceğe Söz Ver’ burs programı adına Lara Mercan, Dr. Fatih Birol’a katkılarından dolayı plaket sunarak, teşekkür etti.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube