Aptera’nın CES 2025’te tanıtılan güneş enerjili elektrikli aracı, yenilikçi tasarımı ve sıra dışı enerji verimliliği ile geleceğin ulaşım çözümleri arasında dikkat çekiyor.
Dünya genelinden inovasyon liderlerini bir araya getiren CES, Las Vegas’ta her yıl düzenlenerek yenilikçi teknolojilerin ve geleceğin sürdürülebilir ulaşım çözümlerinin sergilendiği önemli bir etkinlik. CES 2025, Aptera için yeni nesil güneş enerjili elektrikli aracını dünyaya tanıtmak adına etkili bir platform oldu. San Diego merkezli şirket, gün ışığıyla çalışan yeni nesil elektrikli aracını sundu. Solar elektrikli aracın (SEV) son tasarımı, aerodinamik performansını arttırmak için ünlü otomotiv tasarım şirketi Pininfarina’nın, Torino’daki rüzgar tünneli tesislerinde optimize edildi. Aptera’nın CES 2025’teki başarılı tanıtımı, sadece bir teknoloji gösterisi değil, aynı zamanda geleceğin sürdürülebilir ulaşımına dair bir umut olarak değerlendiriliyor.
Aptera ve Pininfarina ortaklığı aerodinamikte devrim yaratıyor
Aptera’nın yeni solar elektrikli aracı, yalnız iddialı görsel tasarımı ile değil özellikle düşük sürtünme katsayısıyla dikkat çekiyor. Pininfarina ile yapılan ortak çalışma sonucunda, aracın aerodinamik yapısında hassas ayarlar yapılarak hava akışını iyileştiren ve toplam enerji verimliliğini arttıran önemli tasarımsal düzenlemeler hayata geçirildi. Bu çalışmalarda özellikle aracın gövde hatlarında hava sürtünmesini minimuma indirmek için yenilikçi tasarım ve malzemeler kullanıldı. Bu çalışma sayesinde Aptera, “dünyanın en düşük sürtünme katsayısına sahip yolcu aracı” olma iddiasını ortaya koyuyor. Şirketin verilerine göre sürtünme katsayısı sadece 0,13 olarak belirlendi.
Pininfarina’nın Küresel Mobilite Birimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Giuseppe Bonollo, “Aerodinamik, tasarımın ayrılmaz bir parçasıdır ve Aptera’nın sıra dışı verimliliğini desteklemekten büyük bir memnuniyet duyduk.” diye konuştu.
Güneş enerjisiyle 40 kilometre menzil
Aptera, gövdesine entegre edilen 700 watt güneş panelleri sayesinde gündelik kullanım için enerji bağımsızlığı sunuyor. Bu paneller, aracın 40 kilometreye kadar güneş enerjisiyle tekrar şarj edilmeden yol alabilmesine olanak tanıyor. Bu özellik, şehrin yoğun tempolu yaşamında aracın şarj gereksinimini önemli ölçüde azaltıyor.
Ayrıca, Aptera’nın taban modeli, 400 kilometre menzil sunan bir bataryayla donatılmış. Daha uzun yolculuklar içinse 1.000 kilometrelik özel bir batarya seçeneği mevcut.
Teknik özellikler hız güç ve performans
Aptera’nın öne çıkan teknik özellikleri şunlar:
- Maksimum hız: 162,5 km/s (101 mph)
- Hızlanma: 0–60 km/s arasında 4 saniyeden az (tüm tekerlekten çekişli modelde)
- Launch Mode: Ani ivmelenme isteyen kullanıcılar için tasarlandı.
Aptera, aerodinamik gövde tasarımı ve hafif yapısı sayesinde sıradışı enerji verimliliği sunuyor. Bu durum, elektrikli araç piyasasında öne çıkan bir rekabet avantajı yaratıyor.
Aptera’nın hikayesi uzun bir yolculuk
Aptera, ilk olarak 2007 yılında Typ-1 modelini tanıtarak gündeme geldi. Bu model, yine aerodinamik yapısıyla dikkat çeken ve enerji verimliliği sağlamak için üç tekerlekli yenilikçi bir tasarıma sahipti. O dönemde oldukça ilgi çeken Typ-1, Aptera’nın bugünkü gelişmiş solar elektrikli araç vizyonunun temelini oluşturdu. Ancak, finansal zorluklar nedeniyle şirket 2011 yılında faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. 2019 yılında kurucu ekip, yenilenmiş bir vizyon ve solar EV hedefiyle tekrar işbaşı yaptı. Şirket, 2022 yılında yollara çıkma hedefini açıklamış olsa da bu hedefe ancak 2025 yılında ulaşmayı başardı. CES 2025’te tanıtılan Aptera’nın güneş enerjili yeni elektrikli aracı, şirketin çıktığı bu uzun yolculuğun bir sonucu olarak değerlendirilmekte.
Ülkemizde güneş enerjili elektrikli araçlar
Aptera gibi güneş enerjili elektrikli araçlar, Türkiye’de hem şehir içi ulaşımı hem de kırsal bölgelerde enerji bağımsızlığı açısından fark yaratabilir. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli, bu tür yenilikçi teknolojilerin ülkede yaygınlaşması için elverişli bir zemin sunuyor. Şu anda Türkiye’de kurulu güneş enerjisi kapasitesi 10 GW’ın üzerine çıkmış durumda, bu durum ülkemizin coğrafi olarak uygunluğunun bir göstergesi. Ayrıca, yenilenebilir enerjiye dayalı politikalarda hükumetin yeni destek programları devreye sokması, güneş enerjisi teknolojilerin benimsenmesini ve çalışmaların artmasını daha da hızlandırabilir.