Borusan Grup şirketlerinden Borusan Mannesmann, üretimde kullandığı enerji ihtiyacının yüzde 70’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlayacak.

Şirket, karbon salımını nötrlemek adına Türkiye’deki tüm fabrikalarındaki elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmeye başladı ve bunu Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alarak belgelendirdi.

Çelik boru üreticisi Borusan Mannesmann, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çelik boru sektörüne öncülük eden çalışmalarına devam ediyor. Sektörün ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan, iklim ve su yönetimi ile ilgili stratejisini Karbon Saydamlık Projesi (CDP) ile düzenli olarak paylaşan şirket, son olarak 2023 yıl sonuna kadar üretimde enerji ihtiyacının yüzde 70’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlayacağını açıkladı.

Nihan Alhan: “I-REC sertifikalı yenilenebilir enerji kullanma kararı aldık”

 Türk çelik sektörünün Yeşil Mutabakat süreci ile birlikte sürdürülebilirliğe daha fazla önem vermesi gerektiğini belirten Borusan Mannesmann İnsan ve Sürdürülebilirlikten sorumlu İcra Kurulu Üyesi Nihan Alhan, şirketin I-REC sertifikalı yenilenebilir enerji kullanma kararı hakkında şunları söyledi:

“Sürdürülübilirlik üzerine Borusan Holding çatısı altında iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında önemli çalışmalar yapıyoruz. Sektörümüzün ilk sürdürülebilirlik raporuna imza atan kurumu olarak da öncü çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, 2023 yıl sonuna kadar üretimimizde en fazla karbon salımına yol açan elektrik kullanımına yönelik önemli bir işe imza attık. Toplam karbon salımımızın yüzde 70’ini kapsayan elektrik tüketimimizi yenilenebilir enerji üreticilerinden karşılamaya başladık. Gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın sürdürülebilirlik konusunda sektöre yol gösterici bir adım olacağını düşünüyoruz.”

Borusan ve sürdürülebilirlik

Borusan Holding ve Grup şirketleri sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temel taşı olarak görüp kapsayıcı bir şekilde ele alırken iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Sürdürülebilirliği, paydaş temelli bir yapılanma olarak görüyor ve doğayı iş süreçlerine katarak, tüm yaşam için “fayda” üretmek adına çalışıyor.