NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

sürdürülebilirlikte bireyin sorumluluğu

Her birey sorumluluk zincirinin güçlü bir halkası

Sıfır karbon ayak izi ya da karbon nötr olma hedefi günümüzde sürdürülebilirlik yaklaşımlarının bir anlamda özeti durumunda. Bir şirket karbon ayak izini sıfırlama hedefi belirlemişse bunun için yapması gereken bir dizi yükümlülüğü de kabul etmektir.

Kuşkusuz her şirketin yapması gerekenler, bulunduğu faaliyet alanına göre şekillenmektedir. Sürdürülebilirlik sadece dünyamıza karşı bir ödev olmayıp şirketler için aynı zamanda karlılık ve rekabet gücü açısından da vazgeçilmez görünüyor.  Belli bir eşiği geçtikten sonra tüketici bilincinin sürdürülebilir şirketleri ödüllendireceği, tersi yönde gidenleri de cezalandıracağı açıktır. Henüz o aşamaya ne kadar yakınız kestirmek güç.

Aslında sürdürülebilirlik veya karbon ayak izi büyük bir resmin en görünür küçük bir boyutu. Bir şirketin veya bir sektörün karbon ayak izini aşağı çekmesi temiz dünya hedefi açısından umut verici olsa da aldatıcı yanlarını da görmek gerekir. Bir otomobil şirketi karbon ayak izini nasıl düşürebilir, bir deterjan veya gübre üreticisi ürünlerinin çevresel zararlarını nasıl hafifletebilir ya da bir hava yolu şirketi karbon salımını nasıl aşağı çekebilir, bir finans devi veya büyük bir banka sürdürülebilirlik kriterlerini hangi önlemler üzerinde geliştirebilir? Bu konularda ölçülebilir hedeflerin yanısıra kararlılık, samimiyet de aynı oranda önemli. Kısaca karbon ayak izi bir matematik değer olmamalı hiçbir zaman, doğrudan yaşama dokunur olmalı.

Evin önünü temiz tutmak yetmiyor

Bir zamanlar şöyle bir inanç vardı; Herkes kendi sokağını veya evinin önünü temiz tutarsa yaşadığımız dünya da o kadar temiz kalabilir. Küreselleşme öyle bir hal aldı ki, denizleri kim kirletiyor, ormanlık alanları kim yok ediyor, ırmaklar, göller nasıl kuruyor, canlı türlerini kim yok ediyor, çöp dağlarını kim yaratıyor, gökyüzüne karbon emisyonlarını kim salıyor kısaca dünyamızı kim kirletiyor diye sorduğumuzda yanıt artık yer kürenin herhangi bir noktasındaki her bireyle doğrudan ilgili. Yani sorumluluk ölçeği artık sokağımızdan, evimizin önünden ya da yaşadığımız kentten çok daha fazla anlam ifade ediyor. Ancak tercihimiz her durumda öncelikle bu büyük resmi görmek ardından da kendi bireysel çabalarımıza odaklannmak olmalı.

Bu nedenledir ki, şirketler kendi fabrikalarını, üretim ve hizmet merkezlerini çevresel etki olarak temiz tutarlarsa büyük bir iş yapmış olacaklardır. Bireylerin de kendi yaşam alanlarını, tüketim eğilimlerini temiz bir dünya hedefine uyumlu hale getirmekten daha önemli bir hedefleri de olmasa gerek.

Tarımsal üretim risk altında

Tarım da dahil tüm üretim faaliyetlerinin sürdürülebilirliği önemli. İklim değişiminin yol açtığı aşırı hava hareketlerinin tarımsal arazilere ve tarımsal üretime verdiği yıkıcı etkileri hep birlikte izliyoruz. Kuraklıklar kadar seller de tarımsal üretimin en büyük riski. Aşırı kimyasal gübre kullanımının toprağın verimliliğini geçici olarak artırsa da toprağın organik dokusunu önemli oranda bozduğunu ve uzun vadede üretkenliğini yok edeceğini de kabul etmek gerek. Toprağın kendini yeniden üretmesine izin vermeyen bir süreçten geçiyoruz. Nadasa bırakma kavramı nerdeyse ortadan kalktı. Yıl içinde en fazla ürünü ekip en yüksek hasadı elde etme kaygısı daha ön plana çıkmış durumda. Tarımsal arazilerin şehirlerin işgaline uğraması ve ekilebilir alanların betonlaşması belki de 20. yüzyılın en kötü mirası oldu insanoğlu için. 21. yüzyılda bu süreç her geçen gün daha da geri dönülmez bir hale dönüşüyor.

Havacılık ve otomotiv sanayi, kimya sanayi belki de en yüksek karbon salımı yaratan sektörler. Bu sektörlerin işinin hiç kolay olmayacağı açıktır. Hayatın normal akışının değişmesi, bireylerin, tüketicilerin, çalışanların, yönetici kademelerin davranış ve iş yapma şekillerinin temelden değişmesi gerekecektir. Su tasarrufu gibi en masum çabalara bile katkı yapmayı önemsemeyen veya doğal kaynakları tasarruf etmenin bilincini henüz oluşturamamış bir tüketici davranışının bile değişimi yılları alıyor.

Yeşil dönüşüm hızlanmalı

Fosil yakıt kullanımının hem ısınma hem de ulaşımda önemli oranda azaltılması gerekiyor. Yeşil ya da temiz enerjiye geçiş sürecinin hızlandırılması en önemli başlıklardan biri. Yeşil hidrojene bu alanda önemli bir rol yüklenmiş durumda. Elektrik üretiminde yeşil enerjinin payının hızlı bir şekilde artırılması gerekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verileri yeşil enerji dönüşümünde önemli bir aşamanın geçildiğini savunsa da fosil yakıt üreticilerinin dünya enerji piyasasına hakimiyeti sürüyor.

2050 dünya açısından hem sembolik hem de stratejik olarak önemli bir tarih. Bu süreye de hızla yaklaştığımız da ayrı bir gerçeklik. Tarih öncesi dönemi saymazsak insanoğlu iki bin yılı geride bırakmaya hazırlanıyor. Yer küremiz hiç kuşku yok ki, en büyük çevresel tahribatı son 50-100 yılda yaşadı ve içinde bulunduğumuz dönem de risklerin her gün daha da artışına tanıklık ediyor. Yeniden kutuplaşma eğilimi sergileyen bir dünya fotoğrafı sürdürülebilirlik çabalarına da ciddi zarar veriyor.

Mevcut durumda küresel ısı artışını endüstri öncesine kıyasla 1,5 derece ile sınırlama gibi bir hedef belirlenmiş durumda. Eğer bu hedef tutturulamazsa 22. yüzyılın insanoğlu ve canlı yaşam için öngörülemez zorluklar çıkaracağı açıktır. Paris İklim Anlaşması 2050 için karbon nötr bir dünya hayal ediyor. Bağlayıcı olmamakla beraber her ülkenin, her sektörün bu hedefe uygun düzenlemeleri daha hızlı bir şekilde hayata geçirmesi bekleniyor. Sorumluluk sadece gelecek nesiller için değil bugünün canlı yaşamı ve insanoğlunun refahı için de gerekli bir duygu. Hepimiz tek tek bireyler olarak bu sorumluluk zincirinin bir halkası olduğumuz gerçeğini unutmamalıyız.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube