NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

Yenilenebilir enerji her derde deva mı?

Tarih boyunca bir enerji türünden diğerine doğru salındık. Merak etmeyin, bugüne dek hiç enerjisiz kalmadık. Yarın da kalmayacağız. Yepyeni ya da mevcutların doğaya daha az zararlı kullanımına imkan veren, maliyetleri ucuzlayan, verimlilikleri giderek artan farklı enerji yakıtları bizi bekliyor.

Odundan kömüre, petrole, doğal gaza ve nükleere geçişi izleyen sürecin sonucunda (daha önce de mevcut ama ticarileştirilmemiş) hidro, rüzgar, dalga, güneş, jeotermal, katı ve sıvı biyokitle gibi yenilenebilir enerjiye ulaştık.

Ama daha son durakta değiliz, kim bilir neler göreceğiz önümüzdeki dönemde. Bu yüzden yatırımcılar, proje geliştiriciler, düzenleyiciler sürekli teyakkuz halinde. Eskiden 15-20 yıla yayılan süreçler artık günümüzde birkaç yıl içinde sonuç verebiliyor. Yatırımlarınızın semeresini toplayamadan hem teknolojide geride hem de fiyatta ileride kalabiliyorsunuz.

Şurası tartışılmaz bir gerçek, yenilenebilir enerji gelecekte enerji piyasasının en önemli unsuru olacak. Nitekim, Birleşmiş Milletler’in Paris’teki 21’inci BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda kabul edilen İklim Anlaşması ile bu gerçek tescil de edildi.

Lakin yenilenebilir enerjiyi her derde deva gibi görmeyelim. Halihazırda öngörülebilir enerji geleceğimiz fosil yakıtlara bağımlı (petrol yüzde 31, kömür yüzde 28, doğal gaz yüzde 22). Dünyada her gün 10,5 milyon ton kömür, 9,5 milyar metreküp doğalgaz, 95 milyon varil petrol tüketiyoruz.

Yenilenebilirin dünya enerjisindeki payı, 2016’da hidro hariç yüzde 8 idi. Geçen yıl küresel elektrik üretimindeki büyümenin yüzde 40’i yenilenebilirden geldi. Özellikle de güneş enerjisinden.

Bu oran, ülkemizde yüzde 7,7 rüzgar, yüzde 33,6 hidro, yüzde 1,1 jeotermal. 3 bin 98 santralın toplam 80.5 GW’lik kurulu güçte yenilenebilirin payı yüzde 43 civarı ama gerçekte elektrik üretiminin çoğunluğu hidro olmak üzere – sadece yüzde 33’ü. 10 yıl önce yüzde 25 idi. Bu hızla giderse yüzde 50’yi aşabilir.

Yakın zamanda Konya’da 1.000 megavat’lik 7 cent’in altında bir ihale yapıldı. Son 3 yılda güneş enerjisinin maliyeti yarıya indi ve 2020’ye kadar yine yarıya düşebilir. Yani ekonomik olarak güneşten daha mantıklı başka bir enerji kaynağı yok.

Elbette maliyetler önemli ölçüde düştü, fosil yakıtlarla rekabet edebilir düzeye geriledi. Elbette güneş, iklim değişikliğine karşı mücadelede düşük karbon içeriği dolayısıyla son derece avantajlı. Elbette ki, fosil yakıtlarda karşılaşılandan daha az jeopolitik gerilim senaryolarına konu oluyor. Çünkü sınırlar ötesine boru hatları, okyanuslarda tankerlerle taşınmak zorunda değil.

FİNANSAL RİSK EN BÜYÜK KAYGI

Ancak bugün diğer yakıtlarda karşı karşıya olduğumuz tüm riskleri ortadan kaldıramayacağını bilmeliyiz. Yenilebilirde beklenen yükselme için zamana ve yoğun yatırımlara ihtiyaç var. Geçtiğimiz yıl yapılan 1,7 trilyon dolarlık küresel enerji yatırımlarının önemli bir bölümü yenilenebilire yöneldi.

Hâlihazırdaki üretim kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda, yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için daha fazla yatırım gerekiyor. Bunu da önemli ölçüde özel sektörün üstlenmesi bekleniyor. Bu nedenle belli risklere katlanarak yatırımları yapacak veya yatırımları tasarlayacak olanların perspektifini, risklerin nasıl yönetileceğini anlamak doğru destekleme politikaları geliştirebilmek açısından son derece önemli.

Gelecekteki kanunların, düzenlemelerin ve düzenleyici otoritelerin aldıkları kararların üreticilerin getirilerini, maliyetlerini değiştirmesine yol açan “düzenleyici risk” halen yenilenebilir yatırımlarının önündeki en büyük engel. Oyunun kurallarının maç başladıktan sonra değişmesi, bürokratik ve hukuki süreçlerin süratle sonuçlandırılamaması temel şikayet konuları.

“Talep riski” (yeterli talebin oluşmaması), “fiyat riski” (elektrik fiyatının dalgalanması) ve “rekabet riski” (çok sayıda oyuncu) hem güneş hem de rüzgâr enerjisi yatırımlarına iştahı artırabiliyor da azaltabiliyor da. Sabit fiyattan alım garantilerinin olduğu durumda herhangi bir talep veya fiyat riski söz konusu değil.

“Finansal risk” tabii ki yatırımcılar bakımından en önemli kaygı. Yenilenebilir üretim teknolojisinin neredeyse tamamının ithal edildiği, bu yüzden önemli kur riskinin bulunduğu ülkemizde sabit fiyattan alım garantilerinin dolar cinsinden verilmesi finansal riski bir nebze azaltıyor.

ENERJİ DEMOKRASİSİ BİR ZORUNLULUK

İletim, dağıtım, şebeke sisteminden kaynaklanan riskler de ülkemizde yenilenebilir projeleri için önemli bir engel. Bağlantı noktası ve gerilim seviyesinin TEİAS ve/veya dağıtım lisans sahibi tüzel kişi tarafından belirlenmesinde yaşanan aksaklıklar ve gecikmeler var. Üreticinin istenilen zamanda ve miktarda elektrik üretememesi ise “performans riski” yaratıyor.

Ülkemiz henüz yerli teknoloji üretiminde istenilen seviyeye gelmediği, bazı yenilenebilir enerji teknolojilerinin yeni yeni geliştiği göz önünde bulundurulursa, teknoloji tedariki riski de hesaba katılmalı.

Sürekli altını çizdiğim bir mesaj var: Enerji insandan daha önemli değildir. Enerji dahil herşey insanın refahına, sağlığına, güvenliğine, mutluluğuna hizmet edecek şekilde kullanıma sunulmalıdır. Enerji demokrasisi ihmal edilemez bir zorunluluk. Ancak Çeşme, Karaburun, Datça ve Bodrum’da RES’ler, Karadeniz’de HES’ler hem doğal çevre, ekolojik denge, hem de çevresindeki insanların sağlığı, hakları dikkate alınmadan, hukuki kararlar da göz ardı edilerek, gerçekleştiriliyor. Bu, orta ve uzun vadede yatırımcı için de ciddi bir risk.

Sonuçta, yenilenebilir yatırımlar hızlanarak artacak, enerji karışımındaki payı büyüyecek, bu gelişmeler yeni teknoloji, fiyat riskleri, finansman modellerini dayatacak. Tıpkı fosil yakıtlarda olduğu gibi, yenilenebilir risklerini tanımlamak, etkin şekilde yönetmek düzenleyicilerin, yatırımcıların, işletmecilerin sürdürülebilir başarısının ön koşulu.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube