NewsIgnifer
NewsIgnifer Menu
  • Çerezler ve Gizlilik İlkeleri
  • Checkout
  • Cookie Policy (EU)
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Login/Register
  • My account
  • Reklam & İletişim
  • Sample Page
  • Sürdürülebilirlik
  • Takip et
  • Teşekkürler
  • Yeşil Enerji, Enerji Hisseleri, Yeşil Endeks, Sürdürülebilirlik, Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Haber Ekip
  • Yeşil Haber Yazarlar
  • Yeşil Haber’de en çok okunan 100 makale
  • Yeşil Haber’de öne çıkanlar
NewsIgnifer Logo

Search

TÜREB: “YEKDEM uzatılmazsa 1,5 milyar euro’luk yatırım tehlikede”

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Hakan Yıldırım, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başladığı günden itibaren sektörde olumsuz etkilerinin görüldüğünü belirterek, “Salgının mücbir sebep olarak kabul edilmesini ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) 31 Aralık’ta bitmesine ilişkin sürenin uzatılmasını bekliyoruz. Aksi halde, sıkıntılı olan enerji sektörünün üzerine yaklaşık 1,5 milyar avroluk sorun da rüzgar sektöründen gelecek.” dedi.

Kovid-19 salgınının tüm dünyada “mücbir sebep” olarak değerlendirildiğini ifade eden Yıldırım, salgının rüzgar enerjisi sektörüne etkilerini değerlendirdi.

Koronavirüs salgını enerji alanında hangi sektörleri, nasıl etkiliyor? Bu salgın, orta ve uzun vadede yenilenebilir enerji sektöründe nasıl bir tablo ortaya çıkaracak?

Zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçten hepimizin payına düşen, geleceğe dair alınması gereken dersler var. Salgın sağlık, eğitim, ulaştırma sektörünü ciddi şekilde etkiledi. Biz de rüzgar enerjisi üzerindeki etkilerini ilk günden itibaren görüyoruz. Rüzgar sektörünün çok dağılmış bir değer zinciri var. Özellikle kriz, Çin’de ve Avrupa’da çok ciddi boyutlarda. Rüzgar türbini içinde kullanılan 8 bin parça, dünyanın farklı ülkeleri tarafından üretiliyor. Çin’de başlayarak Avrupa’ya sıçrayan salgının etkisiyle global tedarik zincirinde ciddi bir sıkıntı görüyoruz. Salgın, Türkiye’de devam eden projelerin zaman çizelgeleri üzerinde etkisini göstermeye başladı.

“TEDARİKTE VE İZİN SÜREÇLERİNDE AKSAMALAR VAR”

Salgın sonrası ortaya çıkan bu atmosfer rüzgar enerjisi sektörü açısından değerlendirildiğinde dünyada ve Türkiye’de sektör ne tür etkilere maruz kalacak?

Kısa vadede birtakım etkileri var, TÜREB olarak buna odaklanmış durumdayız. Bu sene YEKDEM için son sene, yani 31 Aralık’a kadar projelerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kabulünün yapılması gerekiyor. YEKDEM mekanizmasından bu tarihten sonra faydalanamıyorsunuz. Rüzgar sektörü oyuncuları için bu çok ciddi bir kilometre taşı, çünkü 1300 megavat projenin finansmanı tamamlanmış, bankalarla sözleşmeleri yapılmış, önümüzdeki 8-9 ay içinde devreye alınması bekleniyordu.

Salgının iki etkisi var: Birincisi, global tedarik zinciri ciddi şekilde dağılmış durumda, tüm dünyada bu mücbir sebep olarak değerlendiriliyor. İkincisi de lokaldeki izin süreçlerinde aksamalar var. Bunun sektöre etkisi 1300 megavat ve bu yaklaşık 1,5 milyar avroluk kredi demek. Bu yüzden salgının mücbir sebep olarak kabul edilmesini ve 31 Aralık’ta bitmesi öngörülen YEKDEM süresinin uzatılmasını bekliyoruz. Aksi halde, sıkıntılı olan enerji sektörünün üzerine yaklaşık 1,5 milyar avroluk sorun da rüzgar sektöründen gelecek.Yani YEKDEM’de süre uzatılmazsa, 1,5 milyar avroluk yatırım tehlikeye girecek.

“RÜZGARDA YÜZDE 60-65 YERLİLİK ORANINA SAHİBİZ”

Bazı uzmanlar, olumsuz gelişmelerin altında fırsatlar yattığını söylüyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de enerji bağımsızlığında yenilenebilir enerjinin rolünün artacağını düşünüyor musunuz?

Türkiye’de elektriğin yaklaşık yüzde 50’si yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiliyor. Burada 15 yılda sadece rüzgarda değil jeotermal, güneş enerjisinde de çok ciddi atılımlar yapıldı. Salgının ülkelere, ülkeleri yönetenlere, tüm dünyada gösterdiği bir şey var, bu sıkıntılar olduğu zaman, ülkeler kendi iç kaynaklarına yöneliyor. İçlerinde kuvvetli yanları aramaya başlıyorlar. Yenilenebilir enerji, ülke olarak bizim kuvvetli yanımız, kaynak bizde, asla bitmez. Teknoloji olarak da rüzgarın, diğer yenilenebilir kaynaklara oranla bir farkı var. Biz, rüzgarda yüzde 60-65 yerlilik oranına sahibiz. Türkiye’deki elektriğin yaklaşık yüzde 10’unu rüzgardan üretebiliyoruz. O yüzden bu alana odaklanalım, bunu bir memleket meselesi olarak ele alalım, yerlilik oranını yüzde 80-90’lara getirelim ki sıkıntıya düştüğümüzde sarılacak kuvvetli bir argümanımız olsun.

“SALGIN YENİLENEBİLİR ENERJİNİN ÖNEMİNİ GÖSTERECEK”

Şu an doğal gazdan ciddi miktarda elektrik üretiliyor. İthal kömürden de üretiliyor. Bu kuvvetin çok daha eksi noktalara geldiğini, doğal gaz, LNG, ithal kömür sevkiyatının aksadığını düşünün. Bugün nasıl bir ayda solunum cihazı imal etmeye başladıysak, o zaman da rüzgar enerjisini nasıl yüzde 15-20’lere taşıyabiliriz diye düşünmeye başlayacağız.

Salgının tüm dünyada çakraları açtığını, yenilenebilir enerjinin, ülkelerin enerji kaynak çeşitliliğinin yapılandırılması ve arz güvenliğinde ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bunu bizim de fırsat olarak kullanmamız gerektiğini, rüzgar, güneş, jeotermal enerji, hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji alanlarında teknoloji geliştirmeye, daha fazla imkan vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

TÜREB tarafından, kasımda İzmir’de gerçekleştirmeyi planladığınız Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin takviminde değişiklik olacak mı?

Resmi olarak planımız bu şekilde, ancak salgın böyle giderse ve istediğimiz etkiyi uyandıramayacaksak farklı bir konsept düşünebiliriz.

“DÖVİZ BAZLI OLMASI GEREKİYOR”

Yeni destekleme mekanizmasının nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Bu sektördeki en önemli konulardan biri bu, bunun altını kalın bir şekilde çizmemiz lazım. Ne kadarlık bir alım garantisi olacak, hangi fiyat üzerinden verilecek, para birimi dolar mı lira mı olacak bu konularda son 6 aydır yoğun iletişim kuruyoruz. Biliyorsunuz, kanun değişikliğiyle Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmaları lira bazlı olacak.

Biz YEKDEM’in fiyatının ise döviz bazlı olması gerektiğini düşünüyoruz. Maliyete baktığınızda kuleler Türkiye’de imal edilmiş olsa da farketmiyor, çünkü çeliği yurt dışından geliyor. Aynı zamanda avro/dolar cinsinden borçlandığınızda faizli ve uzun vadeli kredi bulma imkanı liraya göre daha farklı.

Koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğimiz bu dönemde uzaktan çalışma sürecini nasıl deneyimliyorsunuz?

Uzaktan çalışmak kolay değil, Türk insanı olarak ofisimizi ev gibi gören, sahiplenen, iletişimde yakın temasa önem veren kişileriz. Teknoloji son derece gelişmiş durumda. İki kızım var, televizyon üzerinden derslerini çalışıyor. Eşim, eğitim sektöründe, o da online olarak çalışıyor. Ben de burada sizinle teknoloji sayesinde iletişime geçiyorum. Mümkün olduğunca evde kalmaya devam edeceğiz. Sürecin herkes için en az hasarla geçmesini temenni ediyorum.

Recent Posts

  • IKEA 2030 döngüsel ekonomi vizyonu: Türkiye için ne vadediyor?
  • ESG’nin evrimi: Ricoh ve Unilever örnekleriyle sürdürülebilirliğin yeni yüzü
  • Türkiye’de her ilçeye bir gıda bankası hedefi: TİDER’den israfla mücadelede 15. yıl vizyonu
  • TÜREB, WindEurope 2025’te Türkiye’nin rüzgar gücünü tanıtacak
  • Trump’tan küresel ticarete tarife darbesi: Yeşil ekonomi ve Türkiye nasıl etkilenecek?

Recent Comments

  1. Seyfullah Pandır - Alfa Solar Enerji 2024 2. çeyrek finansal performansı
  2. Baha Ata - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  3. İbrahim Günel - Metan emisyonlarını azaltan teknolojiler: Uydu ve iş birliğinin gücü
  4. Murat Türkmen - Türkiye’nin ilk yerli batarya enerji depolama sistemi
  5. Sadan KUCUKLER 0032 0476 400 480 Belcika - Türkiye’de güneş enerjisinde yeni dönem: Hücre entegrasyonu şartı ile gerçek üreticilere destek

Archives

  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Ağustos 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019
  • Eylül 2019
  • Ağustos 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Şubat 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016
  • Ağustos 2016
  • Ocak 2016

Categories

  • AI
  • Biyokütle
  • Elektrikli Araçlar
  • Enerji Depolama
  • Etkinlikler
  • Güncel
  • Güneş
  • Hidroelektrik
  • Hidrojen
  • Jeotermal
  • Nükleer
  • Öne Çıkanlar
  • Röportaj
  • Rüzgar
  • Sürdürülebilirlik
  • Yazarlar
  • Yenilenebilir Enerji
  • Yeşil Ekonomi
  • Yeşil Endeks
  • Yeşil Haber'den
  • Yeşil İK
  • Yeşil Sanat
  • Yeşil Sözlük
  • Yeşil TV
NewsIgnifer

© 2025 NewsIgnifer - A Magrus project.

  • Bluesky
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Pinterest
  • TikTok
  • X
  • YouTube